10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü

Yine bir Gazeteciler Günü ve Gazeteci olduğumuzu söylemekten utandığımız bir güne daha şahit oluyoruz. Utanıyoruz çünkü bu mesleğe saygımız sonsuz, ulu ortalık söylenmemeli, gazeteci kılıklılardan farklı olmak için. Bizim geçtiğimiz yollardan başkası geçseydi şimdi havasından geçilmezdi. Gazetecilik ve Basın mesleği, iki haber yazanın yapacağı iş değildir. Yeni iletişim teknolojisi herkese hayatında en az bir haber yazdırdığı için bazıları bu benim mesleğimdir diyerek peşine düşmüştür. Gazetecilik meslek etiğini ayaklar altına alarak kontör karşılığında haber yazan çirkin insanlara şahit olduk.
*
Bir yemeğe haber taslağını değiştirmiş ve bir kadına karşı ise tüm mesleki değerlerden vazgeçenler oldu. Söz konusu kamera olduğu için objektiften bütün dünyayı gördüğünü zanneden bu insanlar, çıkarlarından başka hiçbir şeyi görmezler. Dönüp arkalarına baktıklarında vatandaşın iyiliği için yazdıkları tek bir satır yokken ahkâmları da beyhudedir. Biz gittik, okuduk, geldik ve içine girdik ne yazık ki içindeki bazı olumsuzlukların kokusundan burnumuzun direği kırıldığı için mesleği yapamıyoruz. Tıpkı 1995’te Jose Saramago’nun Körlük kitabında anlattığı gibi…
Özetle; Körlük bir salgın hastalık halinde geliyor. Bulaşıcı olduğu için insanları tıpkı Kovid-19 gibi karantinaya alıyorlar. Kimse bir şeyi göremez hale geliyor. Herkes her şeyi beyaz görür. Körlük romanında karakterler isimsizken bir gün birisinin tuvaleti gelir çıkacak tuvalet bulamıyor çünkü göremiyor.
*
Sonra aklına şu gelir: Zaten burada herkes kör şuraya yapsam kim görecek ki diyor ve pisliyor. Daha sonra tuvaleti gelen kör, o kokuyu referans alarak orayı tuvalet bilip herkes pisliyor oraya. Zamanla korkunç bir pislik birikiyor o yerde. Yazar, bu körlük kitabında fiziki bir körlüğü ima etse de fiziki bir durumdan kaynaklanmamaktadır. Yazarın bahsini ettiği körlük, insanların sistemli kaos çıkarılarak korku, açlık ve cinsellikle ilgili bilinçlerinin ve duygularının karıştırılması, kışkırtılması ve bunun sonucu ortaya çıkan vicdani körlüktür. Yani toplumda ayıplanan her şeyin zamanla normalleşmesinden bahsediyor.

*
Gazetecilik mesleği de ne yazık ki son zamanlarda bu kokulardan ibarettir. Bazı karakterli Gazetecilerin beceriksiz sayıldığı, birçok ahlaki değerden nasiplenmeyenin de Gazetecilik yaptığı bir dönemde körlükten bizim meslek de payına düşeni almıştır.
*
Bu yazıda Gazetecilik mesleğinin etik kısmını atlamayıp aynı zamanda hukuk kurallarına da dikkat ederek özveri ve liyakat esaslı çalışan meslektaşlarımı tenzih eder, basın emekçilerinin gününü kutluyorum.

Bu yazı toplam 110 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer AYDA Arşivi