ABDULKADİR BADILLI AĞABEY VE İDİL’Lİ SALİH YALÇIN

Askere gitmeden önce genel olarak hayatı İdil ilçesine bağlı Yüksekköy’de (Barım) geçen Salih Yalçın babasına ait köydeki bağ ve kuru tarım yapılan tarlalarında çalışır. Ayrıca küçükbaş hayvan ticaretini de yapardı.

1959 yılında yaşı yirmiye varır ve askere çağrılır. Ankara Mamak ilçesindeki birliğine katılır. Eğitimini birliğinde layıkıyla ifa eden, cevval, çalışkan en zor zamanlarda dahi farzlarını aksatmayan Salih Yalçın; aynı birlikte görev yapan Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin genç talebelerinden Abdulkadir Badıllı’nın dikkatini çeker. Bir gün bölük uzun bir ara istirahatine girerken yanına gider ve Salih Yalçın’a selamünaleyküm der. Salih Yalçın oturduğu yerden hürmetle kalkar aleykümselam diyerek karşısında duran, tanımadığı adamın gözlerine samimi bir şekilde bakar. Bediüzzaman Said Nursi’nin genç talebesi adın nedir Salih Yalçın der. Nerelisin Mardin der. Dikkat ediyorum hiç farz namazlarını kaçırmıyorsun Kur’an’ı Kerimi okudun mu, okuman yazman var mı? Hayır der Salih Yalçın. O halde Kur’an’ı Kerim’i ve okuma yazmayı sana öğretirsem kabul eder misin? Salih Yalçın tereddüt etmeden memnuniyetle, tabi ki der ve kabul eder.

Daha sonra kendisinin Urfalı olduğunu, adının Abdulkadir Badıllı olduğunu ve Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin talebesi olduğunu söyler. Bediüzzaman hazretlerini geniş bir şekilde Salih Yalçın’a anlatır. Askere gelmeden önce Said Nursi’nin adını işittiğini ama onunla ilgili hiçbir bilgiye sahip olmadığını söyler Salih Yalçın.

Çarşı iznine çıkan Salih Yalçın ilk fırsatta bir kitapçı dükkânından Kur’an’ı Kerim alır. Uygun olan tüm zamanlarını Abdulkadir Badıllı ile Kur’an dersi ve okuma yazma dersi ile değerlendirir. Günler, aylar geçer Salih Yalçın hem Kur’an’ı Kerim’i hem de okuma yazmayı öğrenir. Abdulkadir Badıllı’ya senin borcunu nasıl öderim, minnetinin altından nasıl kalkarım der. Abdulkadir Badıllı: Sen terhis olduktan sonra Risale-i Nur külliyatını alacaksın ve okuyacaksın. Bu şekilde benim hakkımı ödemiş olursun der. Salih Yalçın memnuniyetle kabul eder.

Askerlik günleri tamamlanır ve Salih Yalçın birliğinden terhis evrağını alır. Otobüs ile Diyarbakır’a gelir. Çarşıya gelir ve kitapçıların bulunduğu mevkii sorar. Bediüzzaman Said Nursi’nin kitaplarının bulunduğu bir kitapçıyı bulur ve kitapçıdan bir külliyat satın alır. Oradan terminale giderek Mardin’e giden bir arabaya biner, Mardin’den İdil’e, oradan da yürüyerek köyü Yüksekköy’e gider. Almış olduğu Risale-i Nur külliyatını evin başköşesine yerleştirir. Her fırsat bulduğunda kitapları okur okudukça okuma heyecanı ve azmi daha da artar. Nihayet bir gün gelir tüm külliyatı hatim eder.

Salih Yalçın asker arkadaşı Abdulkadir Badıllı’yı özler ve Urfa’ya gitmeye karar verir. Urfa’ya gider daha önceden yanına not aldığı adresi sorar nihayetinde asker arkadaşının evini bulur. İki arkadaş hasret giderir. Abdulkadir asker arkadaşına külliyatı hatım ettin mi der. Arkadaşı evet deyince çok memnun olur ve 1959’da askere çağrıldığında son olarak Üstadın huzuruna çıkıp elini öptüğünde elini bırakmayan Üstadı: “Ben senin şimdiye kadar ki hizmetini yirmi sene bir hizmet olarak kabul ediyorum. Senin askerliğin dahi bir nur hizmeti hesabınadır. Said’e (Özdemir) söyle alakadar olsun.” Üstadı ile olan o hatırası aklına gelir duygulanır, gözleri yaşarır. Abdulkadir arkadaşını hemen bırakmaz Urfa’da ki medreselerin hepsine götürür. Arkadaşını doğup büyüdüğü Badıl köyüne de götürür. Dört günden sonra Salih Yalçın arkadaşı Abdulkadir’den izin ister ve tekrar İdil’de ki köyüne döner.

Salih Yalçın çocuklarını da risalelerle tanıştırır. Okutur, sevdirir, hayatlarında tatbik etmesine vesile olur. Artık Urfa’ya arkadaşını ziyarete gittiğinde büyük oğlu Ahmed’i de yanında götürür. Bu ziyaretler her yıl tekrarlanır. İlginç bir tevafuk ki Abdulkadir Badıllı ağabey ve asker arkadaşı, sadık dostu aynı yıl vefat ettiklerinde takvimler 2016’yı gösteriyordu. Mekânları cennet olsun.

Kaynak: Ahmet Yalçın (Salih Yalçın’nın oğlu)

Katre Uluslar Arası İnsan Araştırmaları dergisi sayı 9

Bu yazı toplam 11 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M.Emin BOZKUŞ Arşivi

ZORLU BİR EĞİTİM

15 Ocak 2025 Çarşamba 13:02

BİR DOSTUN ARDINDAN!

06 Ocak 2025 Pazartesi 08:25

HALK KAHRAMANI ŞEMUNÉ HENÉ HAYDO

26 Aralık 2024 Perşembe 00:00

HER ÖĞRETMEN KUTSAL MI?

05 Aralık 2024 Perşembe 11:53

SAİD RAMAZAN BUTİ VE GÜÇLÜKONAK

25 Kasım 2024 Pazartesi 19:00

YAĞMALANAN BİR KÜTÜPHANE

16 Kasım 2024 Cumartesi 18:16

BOTAN’DA MAHZUN BİR İLİM MERKEZİ

26 Ekim 2024 Cumartesi 09:23