Şiddet, toplumların her tabakasında var olan bir kavramdır. Şiddet kelimesinin kökenine inecek olursak dilimize Arapçadan girmiş olduğunu, sertlik, katı davranış, katı kuvvet kullanımı anlamına geldiğini görürüz. Bedensel zedelenmeye neden olma, kişisel özgürlüğü şiddet uygulayarak kısıtlama anlamlarında da kullanılır. İngilizce’deki kullanımına bakıldığında ise fiziksel saldırı ve yasa dışı bir haksızlık olarak kullanıldığını anlıyoruz.
*
Fransızca’da da bireylerin rıza gösterilmesini sağlamak, otorite sağlamak için baskı uygulama biçimi olarak tanımlanıyor. Kısacası şiddetin tanımı her toplumda farklı olsa da etkisi ortaktır. Mağduriyet yaratan bu davranışı nöroloji alanında uzmanlaşmış ve psikanalizin atası olarak kabul edilen bilim adamı Sigmund Freud, insanda saldırganlık ve şiddetin içgüdüsel bir davranış olduğunu vurguluyor. Bu durumu ölüm içgüdüsüyle bağlantılı olarak ele alıyor. Freud insanın öldürme ve şiddet içgüdüsüyle doğduğunu ve öldürmenin insanın doğasında bulunduğunu ifade ediyor. Sizce de öyle mi ya da öldürmek duygusu bize nasıl aşılandı?
İnsanı öldürme eylemi, girdiğimiz ortamlar, yaşadığımız deneyimler, özellikle çocuk yaşlardan itibaren edindiğimiz bilgiler ve kitle iletişim araçlarının büyük payı ile öldürme duygusu bizde normalleşerek yer edindi.
*
Şiddetin aracı olan bir diğer faktör ise "İletişimdir. " Peki iletişim nedir?
İletişim, en basit tanımıyla kişilerin birbirlerini anlaması demektir. Nasıl bir işleyiş gösterildiğine dair farklı kuram ve yaklaşımların olduğu tartışmasızdır.İletişimin temelinde anlama vardır. Demek ki anlamak her şeyden daha önemlidir. Bu noktada da bir toplumun eğitim seviyesi ortaya çıkar. Anlatmak ve anlamak ancak eğitim sayesinde olur. Bir şeyleri öğretme, öğrettiklerini karşıdakinin anlamasını sağlama ve hayata dair nasıl uygulanacağını gösterme bir kabiliyet işidir. Bu konuda yetenekli olunmazsa şiddetin gizli kanseri olan iletişimsizlik hastalığına yakalanmışız demektir.
*
Çift yönlü olan iletişimde ne oluyor da kelimelerin yerini fiziksel şiddet alıyor. Başarısız bir iletişim, bunun ilk basamağıdır. Hangi meslekte olursanız olun iletişim kurmayı bilmiyorsanız sorun yaşarsınız. Toplumdaki şiddetin temel faktörü dildir. Dil, tıpkı üzüm suyu ve ip gibidir. Bu üzümden sirke de yapılabilir, şarap da; bu ipten salıncak da yapılabilir, kendini asacağın urgan da... En önemlisi de dilinizi nasıl kullanacağınıza karar vermektir.