Hayati Umut SÖNMEZ

Hayati Umut SÖNMEZ

TÜRKİYE’DE KADIN OLMAK!

Her canlı, özel ve farklı bir yaratılışın alanını oluşturur. Ki bu alandaki her canlı, temel bir gaye/erek için hiçlikten var olunmuştur. Bu bağlamda her varoluş elzemdir hem doğaya hem çevreye hem de topluma. Ki her oluşum masumdur, insanidir veya elzemdir onun kendiliği, benliği çerçevesinde.

Bu bağlamda kadın da toplumun gerçeği, vazgeçilmezliği ve olması gerekenin en nadide gülüdür. Nitekim yine de “kadın kendi başına ne gül goncası ne de dikendir. Koklamasını bilene gül, tutmasını bilmeyene diken olur.” Bu demek olur ki kadının etrafında cereyan eden fikir temaşası, insan zihnindeki fikirlerin dışavurumuyla ilgilidir bir bakıma. Çünkü insan zihnindeki her fikir, onun çevresini/dünyasını oluşturur. Ki bu da erkeğin hayal dünyasındaki veya gerçek hayattaki kadına bakışını etkileyerek kadının ne olduğu veya ne olmadığı popülaritesini zihninde kurgulamasına ön ayak olur. Bu zihinsel kurgu da kadına yönelik perspektifleri oluşturur.

Kadın öyle bir cevher ki paha biçilemezdir. Çünkü kadın erkeğinin eşi, evinin parıltılı güneşi gibidir. Nasıl toprak için vazgeçilmezdir güneş, erkek için de kadın vazgeçilmezdir. Ve bu demek olur ki “havayı geldiği gibi, rüzgârı estiği gibi, kadını da olduğu gibi kabul etmeliyiz.” Çünkü bir insan neyse odur, başka bir ruh veya başka bir beden olamaz ve bunun için de kadın neyse onun kadınlığı odur, başka bir şekle de bürünemez.

Nitekim Türkiye’de kadın olma penceresiyle bakıldığında aslında kadına yönelik eşitsizlikler, adaletsiz bir zihniyet, rızası alınmadan yapılan tecavüz, cinsel istismar gibi veya cinsellik kokan bir objeleştirme/nesnelleştirme olabilirliliği kadını olması gerekenden epey uzaklaştırmıştır. Ki bu zihniyet, insanlık onuruna/masumiyetliğine aykırı yaptırımlardır. Yani bu anlayış, hayvani niteliklerden başka bir şey olamayacağı gibi hayvani bir zihniyetle eşdeğerdir.

Kadını sadece cinsel bir obje olarak görmek veya algılamak kadına yapılan en büyük haksızlık, en büyük hakaret olur. Çünkü kadın, öyle güzide ve narin bir varlık ki ona sadece bu gözle bakılmak insanın varoluşunun masumiyetini zedeler. Ki zaten kadın demek, bir anne demek olduğu kadar bir şefkat yumağıdır. Ki annelik sıfatını taşıyan bir kadın, nasıl olur da bir cinsellik objesi olabilir?

Nitekim kadın, cinsel bir obje değildir. Kadına yönelik böyle bir bakış, ona yapılmış en büyük hakarettir. Çünkü toplumda en az erkek kadar kadının da bir yeri, bir statüsü ve bir popülaritesi vardır. Nasıl toplumda erkek tek başına bir hiçtir, kadının da yegâneliği bir hiçtir. O zaman bu hiçliği ortadan kaldırmanın yolu, hem erkek hem de kadın birlikteliği olacak ki bu da ancak eşitlik ilkesine göre olmak durumundadır. Eşitliği savunmak, yasaların öngördüğü, toplumun uyum sağladığı, insani eylemlerin gözetildiği ve hayvani unsurların kapı dışarı edildiği bir bakış açısıyla olur.

Bilinmelidir ki kadın narin ve yumuşak bir dal gibidir. Bu narin ve yumuşak dalları kırmak erkek için en kolay yol gibi gözükür. Oysa bu bir çözüm değildir aksine mevcut vakayı veya sorunu büyütmektir. Bu şekilde eyleme dönüşen her şiddet, erkek için en büyük eksiklik veya hatası olur. Mesela öyle ki kadın, erkeğin sinirlendiğinde tüm hıncını ondan çıkaracağı bir nesne veya cansız bir obje değildir. O toplumun anası, olmazsa olmazı veya vazgeçilemez bir üyesidir.

Bir kadının erdemliliği veya güzel ahlaklılığı, kadının bacak arası veya mahremliliği değildir sadece. Kadın başlı başına bir ahlak abidesiyle donatılmış en hoş kokulu bir gül gibidir. Ki toplum bakışı, kadını baskı altında tutarak onu adaletsizce özel ihtiyaçlarından mahrum bırakarak en büyük haksızlığı yapmış olur ki bu da toplumun eksikliğini gösterir.

Kadının günü olur mu, olmaz mı bilinmez ama kadının sevgisini, onurunu, güzel ahlakını ve haklarını bir güne sığdıran zihniyet de nankörlük kokar, eşitsizlik kokar. Kadın hakları bir gün için olmamalı, her gün için verilmeli, gözetilmelidir.

Son tahlilde bir insanı anlamanın en iyi ve en güzel yolu, empati kurmaktır. Empati ve özverili bir bakış açısı, karşınızdaki insanı anlamanızı sağlayacaktır. Ki şiddete başvurulmamalıdır, bunun yerine konuşmayı, sohbet etmeyi özverili ve hoşgörüce dinlemeli karşınızdaki insanları. Çünkü hoşgörü, özveri ve özellikle de empati duygusu tüm sorunların daha iyi anlaşılmasında yardımcı olacaktır sizlere.

Bu yazı toplam 133 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Hayati Umut SÖNMEZ Arşivi