Toplum olarak sadakatsizliğimiz bitmek bilmiyor. Bazen kendi işimize bazen çevremize kimi zaman da birçok insana sadakatsizlik yapıyoruz. Son zamanlarda bu sadakatsizliği çocuklarımızın annesine daha çok yapıyoruz. İster adına flörtleşme deyin isterseniz küçük kaçamak...Literatürde ahlaksızlık ve karaktersizlik olarak geçen aldatma vakaları, son zamanlarda her dört erkekten biri eşinden gizli bir şekilde başka biriyle konuşuyor ya da birlikte olmaya çalışırken karşımıza çıkıyor.
*
Bu rakamın yarısını da kadınlar için söyleyebiliriz. Mevcut istatistikler kadınların yüzde 15'inin, erkeklerin ise yüzde 25'inin evlilik dışı ilişkilere girdiğini gösteriyor. Toplum olarak kabul etmediğimiz bu tablo karşısında sadakatsizlik belirtilerini öğrenen kadınlar kötü sonuçlarla baş başa kalıyor. Her şeye rağmen çocukları için yaşam mücadelesi veren asık yüz, gizli dökülen gözyaşları, incinmiş duygular, parçalanmış aile hayatları yine kadınların payına düşüyor. Sessiz sedasız her şeyi arkasına bırakıp dul sıfatını alanlar ile intihar edenlerden söz etmek bile istemiyorum.
*
Düşük karakterli yüksek libidolu doyumsuz erkeklerin duyguları karşısında kadınlar, eşlerinin onları aldattıklarına rağmen yuvası için katlanma çabası ise bir umut “Düzeleceğim, bir daha asla olmaz. ” sözlerine kanmasıdır. Oysaki hayattaki hiçbir seçenek, çocuklarının kahrını çeken bir anneye yalan söylemeyi gerektirecek kadar güzel değildir. Toplumda normalleşen aldatma vakalarında ihanetin bedelini kadınlara ödeten erkekler her seferinde sütten çıkmış ak kaşık gibi ortada dolaşması da yaşananlara ayrı bir boyut getiriyor. Aldatmanın geçerli bir nedeni olmaz. Sevgisi daim olanın aldatması olmaz.
*
Bir kez aldatanın da verdiği sözlere kulak asmak ise muammadır. İhanetten sonra kadınlar, erkeklere gerçek pişmanlık için bir alan yaratabilir. Kadınlara, erkeğin 2. ve 3. aldatılmasından sonra onları rezil rüsva etme konusundaki tereddütleri ise bir sonraki aldatmalara davetiye çıkartacağını hatırlatırım.
*
Kadınlar, hiç acımadan erkeğin onu aldattığı zamanda yaşadığı hazza eşit bir şekilde acı çektirmelidir. Aksi takdirde ekonomik olarak ya da toplumsal olarak bir erkekle evli olursunuz. Ötesi ise mutsuz bir kadının fotoğrafı, ilgisiz büyüyen çocuklar ve sadece gün geçirilen yalnız bir ömür olur.
*
Aldatmak her iki taraf için zina olduğu gerçeğinin ötesinde telafisi imkânsız bir kişilik yırtılmasıdır. Onu hiçbir pişmanlık dikemez. Yamalı kişilikli insanların tamamlanmış hikâyesi de olmaz. Ancak kendisi gibi hikâyesi eksik olan insan ve çevrelerle yol alır.