
Ömer AYDA
Ödüllerin Gerçek Fotoğrafı
Eğitim başta olmak üzere hayatımızın birçok yerinde ödül vermek ya da yersiz iltifat etmek kısa vadede motive ederken uzun vadede var olan motivasyonu azaltır. Gerek öğretmenlerde gerekse öğrencilerdeki ödül kültürü bir korkudan ibaret olup toplumda ödül alanın başarılı sayıldığı ödülsüzlerin ise başarısız sayılmasına neden oluyor.
*
Bir öğrenci ödül almak için matematik problemini çözüp normalde yapacaklarından daha fazlasını yaptığını biliyoruz ama ne yazık ki bu ödüllendirmenin ilerisi için sinsi bir etkisi vardır. Örneğin, karne günleri birileri için bayram zamanı iken başkaları için yas evidir. Oysaki eğitim, sosyokültürel ve ekonomik olarak düşünüldüğünde o gün aslında bir insandaki başarı kavramının da değişik olması gayet normaldir.Çocuklar farklıdır, en ufak sözle duyguları değişerek hayatlarındaki birçok şeye normalde pozitif olmaları gerekirken negatif cevap verebilirler.
*
Onun için hayattaki her şeyin ilk anlamına ulaşmak için bir çaba sarf etmek gerekir. Eğitimde başarı kavramını çalışkanlıkla bir tutulmadan ve aslında çocuğun yapması gerekenlere karşı ödül verilmemesi gerekir.Bu durum yetişkinler için de geçerli olmalıdır. Bu gözler , bir ilkokul öğretmenini sırf sınıftaki tüm öğrencileri okuma- yazmaya geçirdiği için ödül aldığını gördü. Oysaki bu durum o öğretmenin asıl görevidir sırf bunu yaptığı için öğretmene ya da öğrenciye ödül vermek hatalı bir durum olmakla kalmayıp öğretmenin de gerilemesine yol açar.Öğretmenin asli görevi olan okuma yazmayı öğretti diye ortaya ödüllendirilecek tablo yaratmak üzücü bir durumdur.
*
Bu durumun korkunç boyutu ise basit şeyler için ödül vermektir. İste bu sistemde başarı eşittir ödül olması felakete de yol açabilir. Ben hep derim, bir insanın kendisini geliştirmesini istemiyorsanız ödül verin. Çünkü hak edilmemiş basit bir ödül duruma göre yerinde saymak demektir.Sizi düşünmemeye ve yeri gelince ağzınızı kapatmak için ideal bir yoldur. Ödül vermek ya da pohpohlamak veya maksatlı iltifat gelecekteki birçok insanı bazı beklentilere de gebe bırakır. " Sonrası malum , yaptığı her şeyin karşılığında bir şey ister. Oysaki bir insan sırf yapması gereken iş için teşekkür bekliyorsa ya da onure edilmek isteniliyorsa bir müddet sonra yaptığı şey için topluma minnet etmeye başlar. Ödüller başta olmak üzere hayattaki her şey sınırlı bir şekilde kullanılması gerekir. Size verilen ödüller veya kokladığınız bir gülün içinde göremediğimiz birçok böcek burnumuza kaçar dünyamız güzelleşeceğine çirkinleşiverir. Hatta bazen birileri sizi başından salmak için ödül verebiliyor ya da işin kolayına kaçarak iltifat edebiliyor.
*
Çünkü gerçek hayatta ödül yok, aynaya bakınca ahlaksız biriyseniz hayatta aldığınız hiçbir ödülün önemi olmayacaktır. Yakın zamanda Konya Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde bazı doktorların, kadın hastalara yönelik ahlaka aykırı mesajlar attığını bilmeyen yok. İşte bu doktorların hayat boyunca ne kadar ödül aldıklarını tahmin edemezsiniz. Yine bol ödüllü bazı yazarların aslında nasıl insanlar olduğunu biliyoruz. Geçenlerde bir yerde otururken gencecik bir öğretmen maddi imkansızlıklardan dolayı çay dağıtmak zorunda kalmıştı. Oradaki zengin züppeler bir öğretmenden çay almaktan utanmadan bir de üstüne hocaya 'Müdire Hanım' diyorlardı.
*
Müdire dedikleri kişiye asgarî ücret bile vermeyen insanlardır. Araştırdım neden müdire diyorsunuz dedim, biz böyle değince çaylar daha güzel geliyor dediler, hanzolar.Garibim müdire ne bilsin ki kendi çıkarları için ona müdire dediklerini...
Müdire derler en güzel şekilde kullanırlar, harikasın derler daha çok çalıştırırlar. Bir kutu hediye ederler, senden koli ile geri alırlar. Asgari ücretin altında çalıştığını bile unuttururlar. Öğretmen olduğunu hatırlaman için beyaz önlük giydirirler ama zenginliklerine zenginlik katmalarını çok iyi bilirler. Onun için hayatınızda size neden aferin ya da ödül verdiklerini veya övdüklerini iyi bilin çünkü çoğu zaman kendi çıkarları içindir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.