Ömer AYDA
Vatandaş Gazeteciliği
Gazetecilikten mezun olmak için 40 dersi başarıyla tamamlamanız gerekir. Bu derslerin her biri ayrı bir öneme sahiptir. Derslerin ismi fakülteden fakülteye değişse de ortak bir paydada buluşuyor. İsteyerek okuduğunuz bir meslek ise bu derslerin her birine ayrı bir ilgi göstererek kendinizi geliştirebilirsiniz. Vatandaş Gazeteciliği denilen kavram da bu dersler arasında yer almaktadır. Vatandaş (Yurttaş) Gazeteciliği, tarihsel olarak 1999'da Amerikalı Medya Eleştirmeni ve Akademisyen Jay Rosen’a kadar uzanmaktadır. Genel olarak baktığımızda teknolojinin gelişmesiyle yaygınlaşan bir kavramdır. Vatandaştan toplanan bilgileri, herhangi bir araştırma süzgecinden geçirmeden ya da kaynağa dayandırılmadan kimi zaman dedikodu haberlerinin yerini almasıdır.
*
Bu gazetecilik örneği için herhangi bir eğitim almanıza gerek yok. Sosyal medyaya ilgiliyseniz ve özünüzde biraz da merak varsa bu mesleğe soyunabilirsiniz.Merak, bir şeyi anlamak veya öğrenmek için duyulan bir istek olsa da bazen tehlikelidir. Çünkü gazetecilerin merak duygusu ile normal bireyin merak duygusu arasında fark vardır. Biri merakına duygu katarken biri de merakına toplumsal kaygı katar. Yurttaş gazeteciliğini doğru kullanan toplumlar, eğitim seviyesi yüksek olanlardır. Yani vatandaş gazeteciliği kimi toplumlarda etkili olurken gelişmemiş toplumda ise tahribatı yüksek sonuçlar doğurabilir.Gazeteciler, 5N1K kuralı ile gazeteciliğin etik değerlerine dikkat ederek merak eder. Mesleğin doğasında var olan kaotik dünyayı anlamaya çalışıp olan biten tüm anlamsızlıkları yorumlar, analiz eder ve onlara anlam vermeye çalışır. Böylelikle kaliteli gazeteciliği kurtarmış oluruz. Meraklı yurttaşlar ise bu kaygıları gözetmeden haber yazmaya çalışır ve medyadaki merak boşluğunu dedikodu haberciliğiyle doldurur. Bu durum, medyaya karşı duyulan güvensizliği de arttırır. Ne yazık ki bölgede doğru dürüst bir medya olmadığı için bu meydan, meraklı yurttaşlara kalmış.
*
Gündem belirleme konusunda tesirli olan bu yurttaşlar, toplumun ne hakkında düşünmesi konusunda başarılı oluyorlar. İlginçtir ki bazı siyasi aktörler de bu gündemi takip ederek hareket eder. Kendini ifade edecek kurumsal bir medya bulamayınca bu meraklıların aracılığıyla bir şeyler yapar. Basın İlan Kurumu da bu duruma dikkat çekerek çok önemli tespitte bulundu. “Kaliteli ve nitelikli içerik üretmeliyiz.” Bu aslında gazeteciliğin geleceği için de çok etkilidir çünkü içerik ve niteliğin düşmesi gazeteciliğin de bitmesi demektir. Medya-toplum ilişkisi çok önemlidir. Medyanız, bilinçsiz insanların elindeyse sizin de yapacağınız işler de bunların yaptıklarıyla doğru orantılı olur. Bilinçsiz haber yazma ve toplumdaki sorunlara tek bir çerçeveden bakarak haber yazan amatör muhabirler ancak toplumu geriletir.
*
Gazeteciler, bir topluma atanmamış öğretmen gibidir. Bu öğretmenlerin öğrencisi toplum, konuları ise toplumda haber değeri olan olay ve olgulardır. Toplumda yazılması gereken haberlere karşı toplumu kör, sağır ve dilsiz edebilirsiniz. Bilinçsiz vatandaş gazeteciliğinin ucunu dedikoduya dayandırarak toplumu tehlikeli boyutlara ulaştırabilirsiniz. Medya okuryazar olmayan bir toplumu, en kötü haberle sınıf atlatabilirsiniz. Bir İspanyol atasözünde "Seninle birlikte dedikodu yapanlar mutlaka senin hakkında da başkaları ile dedikodu yaparlar." der. Aslında dedikodu ve kendi çıkarınıza uygun haberleri yazmak ve buna kulak asmanın ne kadar hatalı olduğunu açıkça ifade eder. Haberde bilgi kalitesi düşmeye devam ederse haber metinlerinden verim almayan asık suratlı bir toplum olur ve haber kaynaklarını terk eden bir nesil ile karşı karşıya kalırsınız.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.