ALÔ DÎNÔ ( SİMBÊL REŞ Ü, XWİN ŞİRİNO ) -1

Değerli okuyucular; Alô Dînô adlı kişi, muhtemelen 16. yüzyılın ikinci yarısında dönemin şartlarına göre devlet nezdinde eşkıyalık faaliyetinde bulunan fakat halk nezdinde kahramanlık ve yiğitlik sembolü bir kişilik bir kahramandır.Hatta zenginden alıp fakirlere vermesiyle ünü duyulmuş Kürtler’in Robin Hood’u tanımlamaları yapılmıştır.

Sözü edilen dönemde Osmanlı Devleti’nde eşkıyalık faaliyetleri yoğunlaşmıştır. Anlatılar bağlamında Alo Dino’nun yaşadığı döneme ilişkin ipuçlarına, birtakım vasıflarına rastlamak mümkündür.

Nedir bu vasıflar ; korsanlık, eşkıyalık ve halk nazarında bir kahraman tanımlamalarını da duymak mümkün. Bu vesile ile kişinin yaşadığı coğrafya, haraç bağladığı kesim ve bu anlamda kullandığı Kelh ( Qasr )”ın özelliklerini ve yaşanan olaylardan sonra Botan Bey'inin tepkisine hangi nedenlerden dolayı maruz kaldığını ve sonrasında yaşanan ölümü hakkında 3 bölümden oluşan yazı dizisiyle bilgilerinize sunmaya çalışacağız. Tabi bu dönemi yazarken geçmiş tarihi notlardan, yerel kaynaklardan ve Alô Dino’yu konu alan üniversite tezlerinden de yararlandık…

Yaşadığı dönem ..
Alo Dino’nun yaşadığı dönemde bölgede Botan Beyliği-Mirliği hüküm sürmektedir. Mirlikler siyasi erkin yanı sıra dini, kültürel, ekonomik ve askeri tüm yapı, unsur ve kişilikleri de bünyesine almıştı. Botan Beyliği, Azizan Beyliği olarak da geçer. Söz konusu bu beylik, 1270 yılından 1517’ye kadar tamamıyla müstakil, daha sonra kendi isteği ile içişlerinde serbest, dışta Osmanlı’ya bağlı olarak 1627’ye kadar varlığını sürdürürken, bu tarihten itibaren Osmanlı Devleti’nin onayı ile de aynı Azizan Ailesi beyliği sürdürmüştür.

Alô Dînô sözlü ve yazılı kaynaklarda tahminen 16.yüzyılın ikinci yarısında yaşamış tarihi kaynaklardan alınan bilgilere göre korsanlık faaliyetinde bulunan, kimi zaman eşkiya ve kimi zaman da bir halk kahramanı diye adlandırılan günümüz Şırnak'ın İlçeleri olan İdil, Cizre ve Güçlükonak üçgeni arasında Sulak Köyü’nün yakınlarında Dicle Nehrinin kıyısında ve (Dırınce Mıxe ) denilen bölgede yaşamış ve bu faaliyetlerde bulunan tarihe mal olmuş bir kişiliktir.

Yaşadığı dönemlerde ticaret yapan bezirganların veya nehri geçmek için bu Kelek dediğimiz araçları kullanan insanların geçişlerinde kervanları ve yolcuları kendince zorla haraca bağlaması ve yaptığı usulsüzlük faaliyetlerine baktığımızda bu açıdan dönemin mevcut otoritesi tarafından “Korsan” ve “Eşkiya” diye adlandırılmıştır; fakat günümüz “stran”larında kendisi hakkında adından çokça bahsedilmekte Kürt halkı nezdinde bir halk kahramanı, kimi halk türkülerine, kimi ağıtlara konu olmuş günümüzde sınırlı bir çevre veya kesim tarafından bilinen tarihi bir kişiliktir..

QESR ( KASRI )
Tarihi kaynaklara baktığımızda Alo Dino ve şu an “Kelh” dediğimiz kendisinin yaşadığı ev hakkında pek fazla bilgi ve kaynağa rastlamak kolay olmuyor.
Anlatılara göre ; kendisinin yaşadığı ve halk dilinde Kêlho Alô Dînô diye adlandırılan esasında tek odadan oluşan, korunma amaçlı yapılan yapısına kale, kasır nitelendirmeleri yapılmaktadır. Kasrın (kêlh) genişliği 10 metreye yakındır.

Günümüzde kasrın duvarlarının harabeleri kalmıştır. Üstü açıktır. Eskiden kasrın üstü bir kubbeyle kaplıydı. Kasr ( qesr ) ; kesme taşlardan, kireç ve kalker karışımı bir çimentodan yapılmıştır. Kasrın doğu yönünde bir kapısı mevcuttur ve kasra sadece bu kapıdan girilebilmektedir. Kasrın nehre bakan tarafında da bir kapı ve iki pencere bulunmaktadır. Alo Dino kervanların geçiş ücretlerini bu pencerelerden alırdı.

Sözlü kaynaklarlar da adından sıkça bahsedilen, duyduğumuz ve çocukluğumuzdan bu yana dedelerimiz, babalarımız tarafından aldığımız bilgilere bakıldığında beylerin,mirlerin dönemlerinde yaşam şartlarının zorlukları da göz önüne alındığında farklı alternatif ve iş alanlarının olmayışı, kişinin olumsuz ekonomik koşulları söz konusu Alo Dino”yu bu faaliyete iten sebeplerdendir.

İsterseniz tarihe mal olmuş bu kişiliğin bu yolu seçmesinin nedenleri ve kendisi ile Botan Bey”i arasında yaşanan birincisi Botan Beyinin ona elçiler göndererek söz konusu talan edilen mallarının geri iadesi hususunda Alô Dînô”dan yardım talebi için diyaloga girdiği olayın detaylarını ve sonrasında onun ölümü ile sonuçlanan hayatı üzerine tarihe mal olan bu acı hikayeye bir göz atalım.

elo-dino.jpg

a) Botan Beyinin Talan Edilen Mallları İçin Alô Dînô”dan Yardım Talebi

Alo Dino, yiğit ve cesur olması ile tanınırdı. Elo Dino lakabıyla ün salmış, Botan Miri’nin hükmünü kabul etmemişti. Mertliği ve cesareti bölgeye hakim olmasını ve Sulak (Bafé) Kalesi’ni ele geçirmesini sağlamıştı. Diyaloğa açık ve centilmendir. Çünkü bir keresinde Botan Miri’ne yapılan talandan elde edilen mallar vardır. Yaptırım imkanı kalmayan mir diyaloğu esas alarak elçiler vasıtasıyla malları iade ricasında bulunur. Alo Dino da malları iade eder. Aç gözlü, sürekli talanı düşünen biri değildir. Bunu açıklayıcı olan türkülerden birinin son dörtlüğünde;

Li ber avé, li ber avé (Suyun yanında, suyun yanında)
Qesra Elo li ber avé (Elo’nun kasrı suyun yanında)
Li çar nekara surh li tavé (Güneş kılıçlıların sırtlarında)
Elo Dino talan navé (Gözü yoktur Elo’nun talanlarda)

Yukarıda yazılan açıklamalara baktığımızda adı geçen Alô Dînô”nun aç gözlü ve talanı düşünmeyen bir kişiliğe sahip olmasına bir kanıttır. Buna bakıldığında Alo Dino yol kesen ,nehri geçmek isteyen ve uzaklardan mallarını getirmek için “ kelek” dediğimiz nehir taşıtlarını kullananların geçiş güzergahlarında kendince kurduğu güvenlik şeridi ile bu sayede insanları haraca bağlamıştır. Tabi ki bunu yaparken zor kullanma yolunu seçmemiş, kişilerin mallarına el koyma, yaralanma ve ölümlerine yol açma, onlara maddi ve manevi zarar verme gibi kabul edilemez eylemlerde bulunmamıştır. Hatta köprüden geçen yolcu, yöre halkı ve özellikle salcılardan haraç alırdı ama elde ettiklerini de dostlarına, tanıdıklarına, akrabalarına harcardı.

Yazını ikinci bölümünde görüşmek üzere…

Bu yazı toplam 124 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erkan ÖZKALAY Arşivi