Mesut BALTA
Cudi Dağı’nın Eteklerinde Kaybolan Medeniyet: Bajarok Efsanesi
Şimdiye kadar pek yazıya dökülmemiş olsa bile, yörenin köklü sözlü kültüründe bu konu ile ilgili binlerce materyal bulunuyor. Sözkonusu öğeler kimi zaman bir annenin ninnisinde kimi zaman bir ihtiyarın sıradan bir sohbetinde dahi görülebilmektedir.
Konuuya meraklı kişiler genellikle bir gazetecinin röportaj tarzı yöntemi ile değil de daha çok doğal yaklaşımlar ile sohbet şeklinde tarihsel anlatılara sahip olacaklarını söylemek mümkün. Belki de yörenin binlerce yıllık kültürel mirasının yaşama sırrını taşıyor bu mentalite.
Cudiye yakın köyler şuanki harabe hallerinin öncesini temsil eden muntazam antik kent geçmişleri karşısındaki tezat durumu hep kafaları kurcalamıştır.. Çoğu zaman daha çok okuyan ve çizen kesimde bu tezatlık hararetli tartışmalar yaratmış olsa bile aradaki illiyet bağları henüz netliğe kavuştuğunu söylemek imkansız.
Hep bir efsane olagelmiş Cudi eteklerindeki Bajarok şehri yöredeki mitolojik metaforu en çok temsil eden antik şehir olarak karşımıza çıkıyor. Yanından bir derenin geçiyor olması bile geçmişte buradaki canlı yaşama kanıt olabilecek durum. Çünkü bu su kente hayat vermiştir.
Kürtçede şehir anlamındaki Bajarok adı aynı zamanda medeniyet ve bereketin merkezi izdüşümünü de akla getiriyor. Nitekim buranın mitolojik hikayesinde, şehrin varlık içerisinde ve insanların mutlu bir yaşam sürdüğüne ilişkin anlatılar mevcut.
Bajarok sınırlarında oldukça muntazam bir kent kurulurken özellikle çevresindeki yüksek kuleler ile güvenlik tedbirlerinin de alınması oldukça dikkat çekici. Kenti yönetenler çevredeki barbar ve istilacı güçlere karşı bu şekilde kenti korumuşlardır.
Şehri ayakta tutan zanaat potansiyeli de incelenmeye değer. Şuanda bile kalıntıları görülen çanak ve çömlekçilik oldukça ileri boyuttaaydı. Çanak ve çömlekler şehirde özellikle kışlık yiyecek ihtiyaçlarını karşılamada bir stok ve saklama aracıydı.
Şehrin bir diğer zenginliği de mitolojik anlatılarda söylenen ve bolca Cudi eteklerinde yetişen bıttım veya kevzan diğer adıyla menengiç meyvesi olduğu belirtilmektedir. Hemen akla kahvesi veya çerezlik yönü gelse bile bu meyve ile aynı zamanda; yağ, ilaç, sabun ve güzellik kremlerimin üretildiğini öğrenmek insana şaşırtıcı gelebiliyor. Mitolojik anlatılarda bıttım meyvesinin stratejik kullanımı Bajarok şehrini çevre yerleşkelere göre ayrıcalıklı bir konuma getirmiştir.
Aynı mitolojik anlatıda şehrin trajik yok oluşu da anlatılmaktadır. Kentin bu ihtişamlı ve refah içerisindeki durumu çevredeki şehirlerde büyük bir tepki yaratmış ve onları bu efsane şehrin tarumar edilmesi için gerekçe yaratmıştır. Efsanede savaşla, şiddet ile yıkılmayan şehir dedikodular, iftiralar yaratılmak suretiyle sosyal çürümeye tabi tutularak yıkılması ve dağılması sağlanmıştır.
Bu antik şehrin bulunduğu yer tarihte Xalti ve Hurri uygarlıklarına ait yerler olması ile dikkat çekmiştir. Yöredeki çeşitli uygarlıklardan günümüze şehrin halen az da olsa kalıntılarının olmasını şans olarak değerlendirmek gerekir. Sözlü kültürde Bajarok efsanesi ile ilgili daha bir çok meteryal ile karşılaşmak oldukça olası bir durum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.