Mesut BALTA
Cudi’nin Öyküsü
Şırnak’a anlam katan ekosistemin en başında yer alan Cudi dağı birçok boyutu ile incelemeye değer bir alanı oluşturuyor. Antik çağlarda Asur Uygarlığının Nipur olarak adlandırdığı Cudi Dağı ; bölge kültürü ve tarihi ile yakından ilintili bir dağ silsilesi. Mezopotamya Uygarlıklarından biri olan ve Şırnak civarında da hüküm sürdüğü bilinen Guti İmparatorluğunun adı ile Cudi arasında yakın bir bağ bulunmaktadır. Guti adından hareketle bazı görüşlere göre Cudi adı başta Gudi olarak geçmektedir. Ancak zamanla Arap dilinin etkisi ile Arapçada “g” sesinin olmaması nedeniyle Gudi değişerek zamanla Cudi halini almıştır.
Tarih boyunca Yahudi ve Hristiyan Mitolojisinde yer alan Nuh Tufanı hikayesinin Cudi Dağında geçiyor olması aynı zamanda buraya evrensel bir anlam katmaktadır. Bunun da en büyük örneği din ayrımı olmaksızın tüm inançların ortak ziyaret alanı olmasıdır.
Yukarıdaki genel bilgilerinin yanında Cudi dağı her yönü ile Şırnak yaşamının ayrılmaz bir parçası olmuştur. 800’lü yıllarda Sasanilerin Şırnak civarını kanlı bir şekilde saldırıya maruz bıraktığı yıllarda Cudi çevresinde yaşayan Şırnak Merkez, Zaxo, Silopi, Cizre ve Uludere halkının korunma alanı Cudi olmuştur. Halk kitleler halinde Cudinin bağrına sığınarak Sasani saldırılarından bu dönemde korunmuştur.
Diğer yandan Şırnak Merkez, Uludere, Silopi, Zaxo ve Cizre ilçeleri Cudi dağının dört bir tarafını çevreyelerek bu dağın eşsiz bereketini hep görmüştür. Bu dağda yetişen küçük baş hayvanlar ve meyve, sebze potansiyeli her zaman civarı halkının beslenmesinde baş rolü oynamıştır. Botan’da yaşam damarının önemli parçası koçerlerin de geçiş alanı ve ortak yeridir aynı zamanda Cudi.
Cudi dağının güney ve kuzey alanını bölmesi karşısında haliyle bazı geçiş alanları oluşmuştur. Özellikle Şırnak Merkez ve Silopi ilçeleri arasında iletişimi sağlayan üç kapı geçişi bulunmaktadır.
Bu geçişlerden ilki Cebrail Kapısı yani Derîyé Cebrail olduğu görülmektedir. Dini bir vurguyla Cebrail kapısı Cudi dağ silsilesinin doğusunda yer almaktadır. Gundiké Meli (Balverenköyü) karşısında ve Gundik Ramo’ya yakın bu kapıdan daha çok Irak Kürdistan bölgesindeki Zaxo kentine ticaret amaçlı geçişler yapılırdı. Şırnak’tan küçükbaş hayvan ve yün gibi hayvansal ürünler Zaxo’ya götürülür, karşılığında oradan da daha çok şeker, çay, tekstil ürünleri ve radyo, batarya pili gibi elektronik eşyalar satın alınırdı. Bu anlamda Cebrail Kapısı yörenin ticaret kapısını temsil ederdi. Yeri gelmişken belirtmekte fayda var ; bu ticari işlemlerin yapıldığı 1970’li yılların sonuna kadar bölgede karayolu ulaşımının özellikle köylerde hemen hemen hiç olmaması nedeniyle bölge için ticari, ekonomik ve temel ihtiyaçlar yönü ile bu kapı bir ticari candamar özelliği taşıyordu.
Geçişlerden ikincisi de cudi eteklerindeki Spindarok Kapısaydı. Gilindor ve Spindarok köyüne yakın yerdeki bu geçiş ile Şırnak merkezden Silopi ilçesine ulaşım sağlanırdı. Spindarok köyündeki Qontara Cudi geçidi ile Silopi'ye bu köylerden yetişen meyve ve sebzeler giderken bereketli Silopi ovasından da Şırnak ve köylerine tahıl ürünleri gelirdi.
Bu geçiş oldukça sarp ve yorucu bir etaptan oluşuyordu. 3-4 kilometrelik zahmetli alanı geçtikten sonra Silopi ovası görülür. Özellikle Spindarok köyü doğal güzelliği ile bölgede adından söz ettiren bir yerleşim yeriydi. Dillere destan içme suyu ile yetişen meyvelerin benzerini başka yerde görmek imkansızdı. Bu yüzden bağ ve bahçeleri ile nam salmış bir köydü. İşte bu sebeple yer yer kervan şeklinde ticaret yapan tüccarların da uğrak ve geçiş yeriydi Spindarok köyü.
Yazın temmuz ayında Cudi dağı Sefine bölgesinde halk tarafından yapılan Nuh Tufanı geleneksel şenliklerinde gelen konukların tüm meyve sebze ihtiyacı Spindarok köyünden temin edilirdi.
Bir diğer kapı yani üçüncü geçiş kapısı da Bişérîye Kapısı yani Derîyé Bişérîye olarak karşımıza çıkmaktadır. Nuh Gemisinin Cudi dağında oturduğuna inanılan Sefine alanına yakın yerdeki bu alanda bulunur Derîyé Bişérîye. Tam bu alandan bakıldığında Şırnak, Silopi, Zaxo ve Cizre şehirleri net bir şekilde görülebilmektedir. Bu kapının temel rolü Şırnak merkez ve Silopi ilçeleri ile Zaxo arasında geçişi sağlamak şeklinde anlatılabilir. Dağın hemen güneyinde Bespîn yani Görümlü köyü yer alır.
Dağın batı tarafında ise son derece doğal bir alanı oluşturan Du Guhga alanı kendine özgü yapısıyla dikkat çekicidir. Du Guhga ; kulak tepeleri çevirisi ile yüzyıllardır halkın dilinde yer almıştır. Buranın en dikkat çekici özelliği tüm Cudi sıra dağı boyunca yabani hayatın en net görülebilen yer olmasından kaynaklanır. Bu alanda halen sırtlan, kurt, tilki, tavşan, domuz, keklik, yaban keçisi gibi hayvan türleri varlığını sürdürüyor. Yoğun yılan türleri de dikkat çekiyor aynı şekilde. 1970'li yıllarda bu alanda kaplan türleri de görülmüştür. İki tepeden oluşan bu alandan bakılınca Cizre ve Silopi şehirleri görülebilmektedir.
Cudinin hikayesi ciltlerce kitaba ancak sığar. Bir efsanenin adıdır Cudi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.