SPOR KÜLTÜRÜ

İnsan yaşamında bedensel ve zihinsel önemli bir faaliyet olan spor kavramı ;en az diğer sosyal ve kültürel faaliyetler gibi önemsenmesi gerekiyor. Bu denli yaşamımızın önemli bir parçası olan spor faaliyetleri aynı zamanda insan sağlığı için de olmazsa olmaz bir alanı teşkil ediyor. Üstelik spor faaliyetleri günümüzün birincil derece önemli eğitim faaliyetinden de daha eski olması bu kavrama da geniş perspektiften bakmamızı zorunlu hale getirmektedir.
Öncelikle Spor sözcüğünün kökeninin etimolojik anlam yönü ile Latince 'Disport' sözcüğünden kaynaklandığını görüyoruz.Dis-Portare' sözcük olarak, monotom olan işten uzaklaşma, eğlence ve dinlenme amacıyla yapılan etkinlik demektir. Görüldüğü gibi anlam bakımından spor faaliyetlerinin sıkıcı olan rutini aşarak yaşam anlarını eğlenceli hale getirme sanatı anlamı taşıdığı sonucu ortaya çıkıyor.
İlk spor faaliyetlerinin şu anda yaşadığımız coğrafyada etkinliği bulunan Sümerler tarafından icra edildiği bilinen bir bilgi. Üstelik Sümerlerden Hitit ve Roma uygarlıklarına yani Anadolu coğrafyasına geçtiği tarihsel araştırmalar sonucu kanıtlanan gerçekler. Bu bilgilerin arkeolojik araştırmalarda özellikle kil tabletler, mezar taşları, tapınak mimarisi ve Gılgamış destanından edildiği görülmektedir. Sümer tabletlerinde kralın uzun mesafeli maraton koşucusu olduğu, edebi söylemle anlatılır. Hatta bazı Sümer tabletlerinde, şair dönemin Sümer kralının ne büyük bir uzun mesafe koşucusu olduğunu, şiirsel bir anlatımla aktarır. Tabletteki dizelerde Şulgi, Nippurdan, Ura yaklaşık 15 çift saatlik mesafeyi (yaklaşık 150 km), yalnızca bir çift saatte aldığını söylemektedir.
Tablette şöyle der:
“Adım uzak günlere erişsin, ağızdan düşmesin diye,
Ünüm ülkenin her yanına yayılsın diye,
Bütün ülkelerde övüleyim diye,
Ben, koşucu, gücümü topladım, yola koyuldum,
Nippurdan, Ura, Yolu bir çift saatlik gibi aşmaya karar verdim,
Yorulmak bilmez bir aslan gibi şahlandım,”
Görüldüğü gibi spor faaliyetinin eski uygarlıklarda dahi övünç kaynağı olduğu, diğer toplumlar nezdinde spor başarısının itibar kazandırıcı önemli ayrıntı olduğu gerçeği aslında bugün dahi geçerli bir kriter. Tabletteki dizelerden aynı zamanda Şulgi vasıtasıyla ilk spor faaliyetinin de atletizm olduğu gerçeğini de altını çizelim. Atletizm bu yönü ile bütün spor dallarının ana eksenini oluşturur. Bunun da mantığı ; tüm spor dallarının ilk adımının bedensiz olamayacağı gerçeği.
Tabi zamanla atletizmi aşan önce ilkel sporlar ardından günümüzdeki modern sporlara kadar olan eşiğe kadar gelebilmiştir. Sporun her zaman vurgulanan ve tüm dünyanın bayrak haline getirmesi gereken barış kavramına katkısı yıllardır vurgulanır. Bu değer elbette sporun başat unsuru haline getirilmelidir. İnsanların sosyal yaşamlarına fedakarlık değerini aşılama ve mutluluk duygularını arttırarak neşelendirme faaliyetlerini yaşamlarına entegre etmede sporun yaratıcı yönünü unutmamak gerekiyor. Bu pozitif değerlerin yaşam bütününün başka kesitlerinde bulmanın hemen hemen imkansızlığını yeri gelmişken altını çizelim. Bu yönü ile sportif faaliyetlerinin yaşamda kendine özgü olduğu da bir gerçek.
Özellikle ABD’de eğitim alanından ilk adımdan son adımına kadar spor faaliyetlerinin okullar ile iç içe olduğunu en basit Amerikan filmlerinden bile görebiliyoruz. Orta ve lise yıllarımızda bu denli eğitim ile iç içe olan sportif faaliyetlerini filmlerden izledikçe özendiğimizi ve gıpta ile baktığımnızı itiraf etmekte sakınca görmüyorum. Bu filmlerde büyük okullar ve yanındaki yemyeşil sahalar ilk dikkatimizi çeken ögelerdi.
Bir çocuğun eğitim yaşamındaki spor entegrasyonu o çocuğu sağlıklı bir ruh ve beden yapısına kavuşturarak, yaşama daha donanımlı hazırlanmasını sağladığı çoğu zaman göz ardı edilir. Birçok aile çocuklarının spordan ziyade test becerisi ve yüksek not sevdasının peşine düşerken sprun en az eğitim kadar önemli olduğunu unutur.
Amerikada herhangi bir spor dalında başarılı olmuş öğrenciler üniversiteler tarafından kapışılarak üstüne ödül olarak yüksek burslar verilir. Çünkü sporda başarılı öğrenci, üniversitenin spor başarısı grafiğini yükseltilerek kuruma uluslararası düzeyde itibar sağlar. Yani en az matematik başarısı kadar spor başarısı olan öğrenci bu kurumlar için önemli ve değerli bireyler olarak algılanır.
Çocukta iyi bir eğitim için mutlaka yanına sporu entegre etmek gerekiyor. Üstelik kurumsal düzeyde bu modele başlamak gerekiyor, ailenin insafına göre değil. Çünkü çocuk tüm toplumun bir parçası, salt ailenin değil.

Bu yazı toplam 331 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mesut BALTA Arşivi