Sareisa’nın Tarihsel Yolculuğu

Helen tarihçi Ksenofon'un ünlü düzyazı yapıtı Anabasis veya Onbinlerin Dönüşü kitabında Şırnak için çok önemli bir yer tutan Cudi veya Asur deyimiyle Nipur dağı ve Dicle nehri çevresinden bahsetmesi birçok anlamda önemli. Belki de bu eser sayesinde yazılı mecrada Şırnak yani Cudi (Nipur) ve çevresi ilk defa kayıtlara geçmiş oldu. Üstelik bu kaydı yapan Ksenefon, Sokrates'in öğrencilerinden biriydi ve onun yanında eğitim almıştı. Ksenefon, askeri anıları, güçlü biyografi bilgileri ile binicilik ve savaş sanatı bilgilerine dair yazdığı eserlerinde Şırnak yani Sareisa’da karşılaştığı Karduk halkını da etraflıca anlatır.

Kardukların savaş teknikleri, atılganlıkları ve diğer cesur meziyetlerinden bahsederken bu halkın yaptığı şarapların tadını da anlatmayı unutmaz. Şırnak'ın antik ismi ile ilgili bir diğer yazılı kaynak ; Asur kralı I. Tiglath-Pileser'in yazıtında bundan üç bin yıl önce Şarişa/Şerişa, Strabon'da Sareisa adıyla anılan yerin Şırnak olduğuna dair fikirlerin varlığı bir diğer kaynak.

Bu bilgilerden günümüze kadar devam eden isim doğal olarak değişerek, dönüşerek aslında yakın sayılabilecek isim ile Şernex veya Şırnak ismini alması eski isimler olan; Şarişa/Şerişa, Sareisa’ın bu kadim şehrin evelliyatı olma ihtimalini güçlendiriyor. Şehrin antik isimleri ile ilgili bir takım tescil ve tanıtıma dönük çalışmalar verılan sonuçlara yepyeni katkılar sağlayacağı su götürmez bir gerçek.

Milattan sonra 500 yılı ile birlikte filizlenen İslam gücünün orduları ile Anadolu topraklarına yönelmesi ve İyâz bin Ganem ordusunun Şırnak’ı Silopi’den fethetmesi bu coğrafyada yeni dönemin başlangıcı olmuştur. Bu fetih aynı zamanda kültürel kopuşu ifade eder. O tarihe kadar Ariyen veya Sasani etkisinin bitişi aynı zamanda bu uygarlığın doğal inancı olan Zerdüşt inanışından kopuşun ve islam inancının da başlangıcı olur.
Botan emirliği dönemi farklı bir soluk getirir bu coğrafyaya. Azizan ailesinin hükmünü yıllardır sürdürdüğü dönemin başlangıcı binli yılların başlaması ile start alır. Esasında bu aile Eruh, Finik ve Gabar dağı çevresinden doğarak Cizre şehrini merkez seçerler. Boti kimlik tanımlaması da muhtemelen daha çok Siirt yönünden başlangıç vaziyetini alan Botan çayının ve mıntıkasının etkisi olmalı.

Gayet etkin bir Emirlik halini alan Boti Emirliği döneminde sanat, kültür ve eğitim alanlarında gelişme sağlanır. Bu dönemde ünlü Alan Efsanesinin bir bölümü olan Mem û Zîn hikayesi Emirlik sınırları içerisinde yazılı hale gelir. 1450 yılında gerçekleştiği düşünülen ve 17. yüzyıl sonunda Ahmed-i Hani tarafından manzum bir eser olarak yazıya geçirilen mükemmel destansı aşk öyküsünü anlatmıştır.

Konusu, birbirine âşık olan ancak kavuşamayan iki gencin trajik öyküsü ve Beko denilen kötü niyetli şahsiyet aynı zamanda Şırnak kültüründe derin etkiler yaratmıştır. Beko karakteri manzum eserdeki rolü ile toplumsal yaşamda bir rol model halini almıştır. Buna göre kötü olan kişi her zaman bir Beko karakterinden farksızdır.

Yine Beytüşşebap’a bağlı Bate köyünde doğan Mele Hüseyin Bateyi yazdığı Kürtçe Mevlit eseri ile halen koca bir coğrafya ve ötesinde inanç dünyasında yaşamaya devam ediyor. İlk kez Arapça dışında bir dilde mevlit yazılmış bu dönemde. Şırnak'ın yetiştirdiği önemli inanç şahsiyetlerinden Mele Hüseyin Bateyî, 1680 yılında doğduğu tarihten bugüne tam 343 yıl geçmiş. Ancak yarattığı Mevlit halen Ülkemiz başta olmak üzere, Suriye, Irak ve İran’da halk arasında ve kültüründe yaşayan önemli bir şaheser.

Botan Emirliğinin yanı başında Şırnak Merkez önderliğinde Uludere ve Silopi’de önemli aşiretler bir araya gelerek Hacı Beyran / Hacı Bayram üst çatı otorîtesinde birlik kurmuşlar. Başta yaşam olmak üzere konaklama, yönetim ve barınma alanı olan tarihsel Kasırlar olmak üzere çeşitli köprüler inşaa edilmiştir bu mütesellimlik döneminde.
Nitekim Osmanlı Salnamelerinde de çoğu yerde Şırnak yerine Hacı Beyran Mütesellimliği adı geçmektedir. Bu mütesellimlik etkili yöntemi ile iz bırakanlar listesinde isimlerini nakşet etmişler Şırnak tarihinde. Çatı lideri efsane kızıl Ağa olarak tanınan Mehmet Ağayı Sor adaleti ile nam salmıştır. Efsane liderin vefatı ile bu Mütesellimlik gerileme dönemine girmiştir.
Şırnak'ta tarihsel yolculuk bir çok ayrıntı ve kültürel gelişmeler ile bezeli. Bu ayrıntıların araştırmalar ile gün yüzüne çıkarılması olağanüstü bir kültür kütüphanesine sahip olmamızı sağlayacaktır.

Bu yazı toplam 58 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mesut BALTA Arşivi