Ultra zengin yatırımcıların açgözlülüğü yüzünden toplum büyük konut kriziyle karşı karşıyadır. Bir arsa ve üstüne kurulu bir bina ve o binanın her dairesi de tek elden birden fazla emlakçının elinde. Bir site içinde yüzlerce daire pazarda lükslüğüyle beğeni topluyor. Son derece yüksek fiyatlarıyla dikkat çeken bu evler, çok az kişinin ev alabileceği anlamına gelip aynı zamanda sosyal medya sayesinde zamanla isyana dönüşebiliyor.
*
Dijital dünyada devasa odalar ve birbirinden şık balkonların satışa sunulması tartışmasız kapitalizmi tüm çıplaklığıyla ön planda tutarken bazı insanları da isyanın eşiğine getirebiliyor. Kapitalizm her ne kadar kendisine meydan okumaya çalışan bazı şeyleri yutma, sonra aynı şeyi paketleyip kendi pazar dalları aracılığıyla insanlara geri satma konusunda inanılmaz derecede iyi olsa da insanların elinde başka bir güç var.
*
Günlük yaşam için gerekli tüm ihtiyaçları sağlayacak şekilde tasarlanmış küçük bir ev… Evet, yanlış duymadınız, minimalist bir alanı daha verimli kullanabileceğinizden bahsediyorum. Tamahkâr insanların mülkiyet aidatına alternatif olan bu evler, yaklaşık olarak geleneksel evlerdeki yatak odası kadar büyüktür. Başarının metrekareyle ölçülmediği bu yaşam alanlarında daha çok şey üretebilirsiniz. Bu evlerden birinde yaşıyorsanız kitaplar size çok yakın. Çocuklarınızla daha çok zaman geçirebilirsiniz. Bu evlerden birinde yaşıyorsanız sömürü düzenlere karşı canlı bir argüman olup kıymetli bir potansiyele sahip olabilirsiniz.
*
Bulunduğunuz konum, sahip olunan bir konum değil istediğiniz konum oluyor. Çalmadan, çırpmadan her şeyinizle hesap verebileceğiniz bir konumdur. Geniş bir eve sahip olmamak bir kusur değil, yapay bir kıtlık yaratan mülkiyet sınıfının daha çok zenginleşmesi için insanların temel yaşam gereksinimlerine erişimini engelleyen kasıtlı bir süreçtir. Bu süreçte direnmek her ne kadar zor olsa da bulunduğunuz yere tırnaklarınızla kazıyarak gelin. Aksi halde doyumsuz bir neslin size dayattığı 4+ 1 evin her köşesinde suni mutluluklar yaşarsınız.