Ömer AYDA
Bir TED Konuşması
Herkes hayatında bir kez de olsa bir TED konuşmasına denk gelmiştir. TED’de bazen önemli konular ele alınırken kimi zaman da psikolojik hileye başvurularak insanlara gereksiz konuları istedikleri gibi aşılıyorlar. Kısa, güçlü konuşmaların yapıldığı TED’in kısa bir tarihine baktığımda TED, 1984 yılında Richard Saul Wurman ve ortağı Harry Marks tarafından ortaklaşa kuruldu. Technology, Entertainment ve Design (Teknoloji, Eğlence, Tasarım) sözcüklerinin baş harflerinden oluşan TED İdeas Worth, Spreading Türkçesi “Yaymaya Değer Fikirler” sloganıyla yola çıktı.
*
65 milyon dolarlık devasa bir organizasyona ulaşan TEDx, TED-Ed farklı format ve versiyonlarla devam ediyor. Kuruluşundan itibaren TED konuşmacılarının arasında Al Gore, Eski ABD Başkanı Bill Clinton, Bill Gates, Bono, Jane Goodall, Malcolm Gladwell, Gordon Brown, Richard Dawkins, Mike Rowe, Larry Page, Sergey Brin ve Vint Cerf gibi önemli isimler yer aldı.
*
Küresel sorunları, iş dünyasını, eğitim ve sağlık gibi geniş yelpazedeki konuları, bazen basitleştirilmiş şekilde anlatıldı kimi zaman da kibirli ve eğlenceli bir biçiminde aktarıldı. Bazı konuşmalarını izleyerek boşa zaman harcadığımızı düşündüğüm TED, kimi zaman da insanları derinden etkileyen hikayeler için gerçekten bu kadar topluluğun bir araya gelmesine gerek var mı diye düşünmüyor değilim.
*
Kendinde gizlediği tüm çirkinliği ve iki yüzlülüğü bir kenara koyup toplumun karşısına güzel bir hikayenin süslü cümlelerle çıkmaları sizce güçlü bir alkışa değer mi? İlk zamanlarda konferanslar şeklinde olan TED, son zamanlarda tamamen kâr amacı gütmeye başladı. TED konuşmasının en kötü aktörleri, insanları kendine hayran bırakmaya odaklandırıp önce kafanızı bir kovaya koyarak biraz içindekilerle büyüleyip sonra da çıkmanıza izin veriyorlar.
*
Peki, tüylerinizi diken diken eden fikirleri, siz hayatınızda bir kez de olsa duymadınız mı? Bu sorunun cevabı evet ya da hayır da olsa dünyadaki en etkileyici konuyu dinleseniz bile mantığınızı ve duygularınızı kimseye teslim etmeyin. Kendinizi değerli hissetmeniz için bir konferans salonundaki koltukta oturmanıza gerek var mı? Tabii ki hayır, TED’de elle tutulur konu ve konuşmaları tenzih ettiğimin altını çizdiğim bu yazımda, sadece bazı sahnelerin iştihamına kapılmanızı istemiyorum.
*
Tıpkı kişisel gelişim kitapları gibi size yersiz yere gaz veren hiçbir hikâyede kendinizi aramayın. Hiçbir hokkabazın yersiz sihirli cümleleriyle hareket etmeyin. Anlamsız hayranlıklarla değersiz insanların peşinden koşmayın. Mesela hayatını dürüstlükten uzak yaşayan bir insanın anlatacağı hiçbir hikâyeden etkilenmeyin. Eğer etkileniyorsanız orada büyük bir problem vardır. Yaratıcı fikir ve konuşmacıların söylediği her söz altına imza atarım ama size kafesteki bir maymuna yapılan muamele gibi alaycı bir şekilde davranılmasına izin vermeyin. Ne TED sahnesinde ne başka hiçbir yerde gereksiz yere büyülenmeyin.
*
Bu da benim sahnesiz TED konuşmam olsun, peki sizin bir TED konuşmanız olsa konunuz ne olurdu? Samimi bir şekilde anlatacağınız gerçek ne olurdu? Ya da toplumdaki yoksulluk gerçeğini, dünyadaki en iyi TED konuşmacısı nasıl anlatırsa etkilenirsiniz veya yoksulluk gerçeğini bilmek için gerçekten büyülü hikâyelere gerek var mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.