GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE TAZİYE YEMEĞİ VE TAZİYE KÜLTÜRÜNÜN YERİ, ÖNEMİ

Lakin bu memleketimizin yüz yıllardır bir geleneğidir. Bu taziye yemeklerinin kaldırılması için bazı çalışanlar olduysa da maalesef başarılmadı. Ve bu yemek geleneği memleketimizde olduğu gibi devam ediyor

Coğrafyamızda çok zengin geleneklerimiz vardır. Bu geleneklerin birçoğu bizim coğrafyamızın inançlarından beslenmektedir. Ve yüz yıllardır devam devam ede gelmiştir. Bunlardan bir tanesi de yaslarımız; yani taziyelerimizdir.

Memleketimizde ailelerin kahir ekseriyeti geniş olur. Her bir aile en az 10-20 küçük aileden meydana gelir. Bu ailelerin büyük bir kısmı mutlaka bir aşirete mensup olur. Aşiretlerde; aşiretine mensup her bir fert-şahıs o aşiretin diğer insanlarıyla akraba veya memleketimizde ki tabir ile pısmam sayılır. Aşiretinden herhangi bir ailenin insanlarından biri vefat ettiğinde öncelikle mensup olduğu geniş ailesi, bilahare aşiretin diğer mensupları tarafından sahiplenir.

Merhum veya merhume defin edildikten sonra en az üç gün boyunca taziyesi kurulur. Taziyenin kurulduğu yerin dışında, başka memlekette olan o taziye sahibinin akrabaları o yasa ortak olmak için mutlaka yas evine gelirler. Yurt içinde veya yurt dışında olsun hiç fark etmez. Bu geleneğin en önemli özelliklerinden bir tanesi de akrabası olmadığı halde o şehir, kasaba veya köydeki sakinler mutlak surette o taziyeye iştirak ederler. Yas evine gelir selam verir, taziye sahibi ile musafaha yapar, imama vekalet verir ve imam gelenler adına bir Fatiha okur mevtaya rahmet ve mağfiret dilerler. Mevtanın birinci derecede ki akrabasına samimi bir bakış ile yasını, üzüntüsünü paylaştığını sözlü veya lisanı hal ile his ettirir. Taziyeye iştirak eden her bir insana başta çay olmak üzere çeşitli ikramlar yapılır. Üç gün boyunca günde iki öğün (öğlen ve akşam yemeği) yemek verilir. Yemek saatine denk gelen misafir dahil mevtanın tüm yakınları hep beraber yemeğe davet edilir ve yemek yenilir.

Yukarıda yazılanlardan dolayı taziyelerde yemek verilmesi ile ilgili bazı okurlar tabi ki haklı olarak keşke yemek olmasaydı diyebilir veya der. En doğrusu da tabi ki odur. Taziyeyi kuran, taziye sahiplerinin ekseriyeti elbette ki varlıklı insanlar olmayabilir. Lakin bu memleketimizin yüz yıllardır bir geleneğidir. Bu taziye yemeklerinin kaldırılması için bazı çalışanlar olduysa da maalesef başarılmadı. Ve bu yemek geleneği memleketimizde olduğu gibi devam etmektedir.

Yakın bir tarihte Nusaybin ilçesinde bizim ailenin bir taziyesi vuku buldu. Taziyeye Nusaybin’de ki akrabaların dışında diğer illerdeki tüm yakın akrabalar da iştirak ettiler. Törelerimizde gelmeleri elzemdir. Taziyeye gelemeyen akrabanın çok büyük bir mazeretinin olması gerekir. Aksi taktirde diğer aile fertleri tarafından ayıplanır ve kabul edilemez. Bizim aileden Türkiye’nin çeşitli illerinden gelenlerle beraber Nusaybin’dekilerde dahil en az yüz insan üç gün boyunca taziye yerinden hiç ayrılmadı.

Taziyelerdeki yemek ve masraflardan bahs ettik. Tabi ki bu yemek harcamaları çok oluyor. Yapılan masraflar aileyi zorluyor; burada herkes hem fikirdir. Yalnız memleketimizde şöyle bir adet ve töre de mevcuttur. Taziyenin sona yaklaştığı saatlerde taziye sahiplerinden habersiz o geniş ailenin bir ileri geleni ailesine mensup insanların bir listesini yapar ve herkesten gücü nispetinde bir miktar para toplar, o toplanan parayı taziye sahibine isim listesi ile beraber teslim eder. Ayrıca aileye ikinci derecede yakın olanlarda aralarında miktarı daha az bir para yardımını kendi aralarında toplayıp taziyeyi kuran ailenin büyük ferdine verir. Yapılan bu yardımlar sayesinde misafirlere verilen yemek ve diğer ikramların masrafları karşılanmış olur. Bu duruma yakın bir tarihte kendi taziyemde bizzat şahit oldum. Taziyemizin tüm masrafları birinci ve ikinci derecede yakınımız ve akrabalarımız tarafından karşılanmış oldu.

Bu kadim geleneğin yüzyıllardır devam etmesi; bu türdeki yardım ve dayanışmalar sayesinde sürmesi muhakkaktır. Bu taziye geleneği memleketimizin güzelliklerinden sadece bir tanesidir. Tabi ki bu güzel hasletleri ceddimize borçluyuz.

Bu yazı toplam 282 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
M.Emin BOZKUŞ Arşivi