M.Emin BOZKUŞ
İDİLLİ BİR BİLİM İNSANININ ARKASINDA BIRAKTIĞI MİRAS
Akademik alanlarda kayda değer çalışmalar yaptı. En büyük hayali Dicle havzasını tarım, ziraatla buluşturup verimli ürünler kazandırmak idi.
İdil ilçesine bağlı on altı hanelik, o tarihlerde araba yolu bile olmayan Kuyulu (Seré Gır) köyünde ( İdil ilçe merkezine 12 km uzaklıkta) damı toprak, duvarları harçsız, yığma bazalt taşından yapılmış iki odalı bir evde üç kız, dört erkek; toplam yedi kardeşin altıncısı olarak 01.01.1969 yılında karlı soğuk bir kış gününde bir erkek çocuk dünyaya gözlerini açar. Bu çocuk yedi yaşına kadar ailesinin verdiği tüm işleri gücü nispetinde (ekin biçme, oğlak ve kuzu çobanlığı) yapar. Her yıl baharın başlamasıyla başta babası olmak üzere ailenin büyük erkekleri evin ekonomisine katkı yapmak ve geçimlerini sağlayabilmek için inşaatlarda amele olarak çalışmak üzere Kayseri vilayetine gitmeye hazırlanırlar. Bu yıl baba içinden “ben önümüzdeki öğretim yılında bu çocuğumu bir ilkokula göndereceğim” diye hayal kurar. Baba hayalini gerçeğe dönüştürmek için kararlıdır ama öbür taraftan da köyde ilkokul olmadığı için çok karamsardır ve kara kara düşünür! Bir çıkış yolunu bulmak için hep planlar kurar. Kayseri’ye çalışmaya gider ve yaz sonu köye döndüğünde çocuğunu okutmak için yine uğraş verir. Bir gün bir arkadaşı Gercüş İlçesinde yatlı ilk öğretim bölge okulunun olduğunu, fakir ailelerin çocuklarının okuması için Devlet tarafından açıldığını anlatınca; baba çocuğunu alır Gercüş İlçesindeki yatılı okula kaydını yaptırır. Köye, evine dünyanın en mutlu babası olarak döner.
Eylül ayında okulların açılmasıyla çocuğunu Gercüş ilçesine götürüp okuluna teslim eder. İlkokul 2. sınıfı da Gercüş yatılı ilköğretim bölge okulunda okur ama o okula artık gidemeyeceğini utana sıkıla babasına söyler. Bu arada babası evini Kuyulu köyünden Tepeli mezrasına taşır. Tepeli mezrasında da taşındıkları ev yığma duvarları harçsız bazalt siyah taştan yapılmış iki oda bir salonludur. Salondan ahıra da bir kapı açılıyor. Hayvanların ahırlarına girip çıkabilmeleri için evin salondan geçmeleri mecburidir. Zaten başka da bir yolu olmadığı için hep bu şekilde devam eder. Babası çocuğunun Gercüş yatılı ilköğretim bölge okulunda okumayacağını anladıktan sonra o zamanlar İlçede tek ilkokul olan İdil Anafartalara kaydını yaptırır. İlkokulu bitirinceye kadar da İdilde evi olan dayısının ve bilahare başka bir tanıdığın evlerine çocuğunu bırakır. Çocuk İlkokulu bitirdiği yıl İdilde yatılı ilköğretim bölge okulu açılır ve babası yatılı ilköğretim bölge okuluna kaydını yapıp yatılı olarak orta okulu da İdilde bitirdikten sonra pansiyonlu liselerin sınavına girer ve Edirne (pansiyonlu) lisesini kazanır. Edirne lisesinden de mezun olur. Üniversite sınavına girer; Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesini kazanır. 1992 yılında dereceyle ziraat mühendisi unvanıyla mezun olur. 1996 yılına kadar K. Maraş Sütçü İmam Üniversitesinde araştırma görevlisi olarak çalışır ve lisans üstü eğitim için Amerika Birleşik Devletleri’ne: “Universty of nebraska-lincoln, ınstitute of agriculture and natural resources, department of horticulture and forestry’de eğitime başlar. Amerika’da lisans üstü öğrenci araştırma ödülüne layık görülür. Ve 6 yıl ABD’de kalır. Bu arada uluslar arası ve ulusal nitelikli bilimsel dergilerde araştırmalara dayalı makaleler yayınlar. Ayrıca hakemlik ve editörlük de yapar.
İşte bu değerli bilim insanı İdilli Prof. Dr. Mehmet Nuri NAS’tır! Mehmet Nuri NAS ABD’den döndükten sonra Türkiye’nin bir çok üniversitesinden; üniversitelerinde çalışmak üzere teklifler alır. Ama bu üniversitelerin hiçbirisinin teklifini kabul etmez. “Ben memleketimde çalışacağım, memleketimin insanlarıyla çalışacağım” der. Memleketine, Şırnak’a gelir. Şırnak üniversitesinde rektör yardımcısı olarak göreve başlar. Bilahare 18.03.2015 tarihinde rektör olarak atanır. Ve Şırnak üniversitesi rektörü iken 23.07.2017 tarihinde kalp krizi geçirip vefat eder!
Prof. Dr. M. Nuri NAS bu kısa zaman diliminde, bu iki yıl içerisinde Şırnak il ve ilçelerine büyük hizmetler kazandırdı. Bilim alanında kalıcı projelere imza attı. Akademik alanlarda kayda değer çalışmalar yaptı. En büyük hayali Dicle havzasını tarım, ziraatla buluşturup verimli ürünler kazandırmak idi. Gelecek nesillere büyük bir örnek olan bu mümtaz bilim adamının ömrü maalesef bu büyük projelerin tamamlanmasına yetmedi. Amma velakin memleketine aşık bu bilim insanı; memleketine ve memleketinin insanına büyük bir örnek olarak tarihe ismini kaydettirdi.
2014 yılında Cizre Fen lisesinden 17 öğrencimiz tıp fakültesini kazanınca Prof. Dr. Mehmet Nuri NAS bu öğrencilerimizi makamına davet etti. Ben, bir şube müdürüm, okulumuzun müdürü, okulumuzun kimya dersleri öğretmeni ve öğrencilerimizle beraber makamına kapıdan içeri girerken bizi kapının önünde ayakta karşıladı. Hoşamedi faslından sonra gösterilen yere oturduk. Kendileri de öğrencilerin arasında oturdu. Öğrencileri temaşaya daldı ve gözlerinden yaşlar akmaya başladı! Ama bu göz yaşları hemen durmadı! En az on dakika boyunca gözlerinden akan yaşlar kadar sessiz bir şekilde mütevazice için için ağladı. Haliyle bizlerde çok duygulandık. Etkilendik! Göz yaşlarına ve ağlamasına hakim olduktan sonra öğrencilere dönüp dedi ki: “ Gençler. kıymetli öğrenciler. Öncelikle sizi ve öğretmenlerinizi tebrik ediyorum. Çok güzel okullar kazanmışsınız. Ben ilkokul yaşına vardığımda köyümüzde henüz ilkokul binası yapılmamıştı. Yani köyde ilkokul yoktu. Babam bin bir güçlükle beni Gercüş yatılı ilköğretim bölge okuluna götürüp kaydımı yaptırdı. Ancak şartlar bana çok ağır geldiği için iki yıldan sonra okulu bırakmak zorunda kalarak tekrar köyüme döndüm. Babam evleri idilde olan iki tanıdığın evine bıraktı beni. Ve ilkokulu bu şartlarda ancak bitirebildim. Sonra İdil yatılı ilköğretim bölge okulu açılınca orta okulu İdil yatılı ilköğretim bölge okulunda okuyup bitirdim. Pansiyonlu liseyi kazanmasaydım babam beni liseye gönderecek ekonomik güce sahip olmadığından maalesef liseyi okuyamazdım. Edirne’de Edirne pansiyonlu lisesinden mezun oldum. Sizler çok şanslısınız. Okumanızın önünde hiçbir engel yoktur. Bu kazandığınız okulları bitirdikten sonra doğrudan insanlara müdahale eden kutsal bir mesleğe sahip olacaksınız. İnsanlara, insanlarımıza çok değer verin. Çünkü Allah her bir insanı ahsen-i takvimde yaratmıştır. Yani en üstün canlı olarak yaratmıştır. Bunu hiçbir zaman unutmayın. İnsana çok kıymet verin. Tabi ki bizlerde en az öğrenciler kadar bu altın değerindeki rektör beyin nasihatlarını dinleyip kendimize de pay çıkarıyorduk. Bizleri makamından uğurlamadan önce 27-29 Eylül 2013’te Şırnak Üniversitesinin “HZ. NUH VE CUDİ DAĞI” sempozyumunun birer kitabını her birimize tek tek takdim ettikten sonra Rektör Prof. Dr. Mehmet Nuri NAS Bey’le vedalaştık.
İdil’imizin bağrından çıkan ve İdilli ilk bilim adamı unvanına sahip bu insanımız, evladımız: Prof. Dr. Mehmet Nuri NAS’ı gençlerimizin örnek alması dileği ile kendisine Allah’tan rahmet diliyorum. Daha yapacak çok güzel işleri vardı. Ama maalesef bu işleri yapmak için ömrü iktifa etmedi!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.