Ömer AYDA
Depremin 1. Yıl Dönümünde Cizre’de Bir Çorap Hikâyesi
Asrın felaketinin yıl dönümde asrın acıları da hala tazeliğini koruyor. 20. yüzyılın başından itibaren Türkiye’de yaşanmış en büyük deprem, 1939’da 7.8 büyüklüğünde gerçekleşen Erzincan Depremi olarak kayıtlara geçse de 6 Şubat depremlerini öncekilerden ayıran temel özelliği, daha yıkıcı ve etki alanının daha çok geniş olmasıdır. 11 ilimizi etkileyen depremlerde 1,5 milyon insan evsiz kalırken can kaybı 50 bin 500’dür. Nice hikâyeyi, nice aşkları ve nice hayalleri yarım bırakan bu depremler; her insanda farklı bir acı bırakmıştır. Kimini ailesiz, kimini öksüz, kimini de yapayalnız bıraktı. Bazı insanları da memleketinden 727 km uzaklaştırıp iklimini ve coğrafyasını dahi değiştirdi.
*
68 yaşındaki Besim Sözer’i de coğrafyası değişen ama acısı ilk günkü gibi kalıp Cizre’de seyyar satıcılık yapanlardan biri yaptı. Hatay’ın Reyhanlı ilçesinin Tayfur Sökmen Köyü’nde yaşayan Besim Sözer, hayatında derin ve yıkıcı izler bırakan depremde çok sevdiği eşini kaybetmenin yanı sıra köyünden 91 kişi, ailesinden de 50 kişiyi kaybetti. Depremden önce bir zamanlar kamplarında Arapça tercümanlık yaptığını , bir müddet de işsiz kaldığını belirten Sözer, depremden hemen sonra teneke sobanın etrafında ısındığı vakitte bir arkadaşıyla görüntülü konuşurken Cizre yolu yavaştan göründü. Hayırsever arkadaşı onu Cizre’ye davet etti.
*
Göçün, gönüllü ve zorunluluğu arasında kalan Besim, bir şehirden başka bir şehre göç etti. Göçten önce eşini toprağa, yaşanmışlıklarını da köyünde bırakarak Cizre’deki bir okula ne veli olarak ne memur olarak geldi. Öğrenci yurdunda depremzede olarak yaşama tutunmaya başladı. 3 ay boyunca Cizre Anadolu İmam Hatip Lisesinin pansiyonunda kalan Besim, misafirliği boyunca çok iyi ağırlandığının altını çizerek başta Cizre Kaymakamı Belediye Başkan V. Nazlı Demir olmak üzere yurt yönetiminden Mesut Tutar’a Erdal Keskin’e, yurt personeli Hacı’ ya ve ilçe millî eğitim müdürlüğüne ilgi alakalarından dolayı teşekkür etti.
*
Engelli olduğunu da söylemeyen Sözer,sekerek yürümesi onu çalışmaktan alı koymadan şimdilerde Cizre Sevgi Sokağı’nda bay- bayan ve çocuk çorabı satıyor. Besim Sözer,“Bana ev imkanı sunan hayırsever insana daha fazla yük olmamak için çalışıyorum. Cizre insanı çok yardımseverdir. Burada bir fırın var, ne zaman gitsem ekmeğimi veriyor.” dedi. Her şeye rağmen geçinmek için çok zorlandığını da söyleyen Besim,”Çoraplar ayakları ısıtıyor ama yüreğimizi değil. Boğaz tokluğuna çalışarak seyyar satıcılık yapıyorum. Ayağımdaki tek çorapla Cizre’ye gelip seyyar arabamla insanlara çorap aldırıyorum. ”dedi. 6 Şubat’tan sonra çorapsız kalan tüm depremzedelere bedava verdiğini de ifade eden Besim, yorgun sesiyle arada çorap 15 TL demeyi de ihmal etmiyor. Yerle bir olan şehirlerin yanında hayatta kalmanın bir şans olmadığını söyleyen Besim, sonlara doğru daha çok ama dedi, bazen de konuşamadı.
Bir yandan müşterilerle ilgilenirken yaşadıkları kıyamet gününü daha fazla hatırlatmak istemedim. Deniz üzerindeki dalgalar gibi yukarı aşağı sallanan kentlerden acı da hikâye de bitmez. Ölenlere rahmet, yarım kalmış hikâyelere de sağlık olsun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.