Ömer AYDA
KÜLTÜR GAZETECİLERİMİZ VAR MI?
İçinde yaşadığınız şehri okumak ve yazmak gazetecilerin işidir. Bir gazeteci, bir olayın ne zaman, nerede, neden ve nasıl gerçekleştiğini yazar. Genellikle günlük gazetede bir gazetecinin söylediklerini okuruz. Onun düşüncesinden açılan pencereden yangınları, cinayetleri, araba kazalarını, doğumları ve ölümleri okuruz. Sahada günlük merak duygumuzu kabartan haberleri yazan yüzlerce gazeteci var.
*
Bunlardan bazıları gazeteci, bazıları reklamcı, bazıları medyatik insanlardır. Bazıları da yazdığı haberle hiçbir bağ kurmadan tamamen haberciliğin hırsa kurban edilmesi, para kazanmanın temel hedef olduğu ticari gazetelerdir. Oysaki gazete kâğıtları hassas ve doğru bilgiye bağlı olmalıdır. Yanıltıcı veya yanlış metinli bir haber, topluma ciddi şekilde zarar verebilir. Gazetelerin, birisini adil gösterirken başkasını da suçlu gösterme riski var. Bundan dolayı gerek yerel gazeteler gerekse ulusal haber ajansları, sahte haberleri yazarak toplumsal yozlaşmaya mal olacak sonuçlarda kilit rol oynadıkları için sorumluluklarının farkında olmalıdır.
*
Gazete, her şeyden önce etik ve doğru bilgi ilkesine dayanan güçlü bir kurum kültürüne sahip olmalıdır. İkinci olarak son derece meraklı ve taklit edici bir topluma haber okuttuklarının farkında olmalıdır. Okuduğunu unutmayan, gazetenin en acı manşetini aklında tutan bir toplumda yazmak için daha çok düşünülmesi gerekir. Oysaki her birimiz çıkarına ulaşmak için her yolu mübah gören etik dışı gazetecilik anlayışının acısını çekmiyor muyuz? Aynı zamanda reyting almak için haberi okutma ve izletme çabası toplumun zihinsel ve fiziksel sağlığını da tehlikeye attığının farkında değil miyiz?
*
Bu farkındalık basın camiasında köklü bir reform ihtiyacını beraberinde getirir. Medyada şiddet içerikli haber üretenler ile etik dışı davranan birçok gazetecinin yerini kültür gazetecileri almalıdır. Yerel ve küresel olaylar karşısında kültürel gazetecilikte ısrar edenlerin açlığını çekiyoruz. Kan dolu haberlere maruz kalan toplumların kültür haberlerini okuyanlara göre korku, endişe ve kötü bir ruha kapılma oranı daha yüksektir. Dünya yangın yeriyken kültür gazeteciliğine yer mi kaldı, sorusunu duyar gibiyim. Kültüre, sanata ve yaşamın güzelliklerine eğilen dünyada yangın çıkmaz.
*
Bizim yaratıcılık ve kültürle ilgilenen herkese ilham verici bir atmosfer yaratacak kültür gazetecilerine ihtiyacımız var.Peki bu kültür gazetecileri ne yapar? Kültür gazetecileri, yaşadığı coğrafyayı edebi bir üslupla ifade edilen kentin sanat haritasını çizenlerdir. Öte yandan bir kültür gazetecisi, kendi kültürü içindeki olayları araştırır. Farklı ezgilerin gerçekleştiği kültürel ve toplumsal geçmişin peşine düşer. Bir kültür gazetecisi, toplumdaki yaşamları araştırıp çeşitli sonuçlar ortaya çıkarır.
*
Kültür gazeteciliği, kendimizi incelememize olanak sağlar. Kentin kültürü ve kimliği hakkında özgün ve yaratıcı hikâyeler oluşturarak toplumun ufkunuzu genişletmesine yardımcı olur. Bir şehrin en mutlu ve gururlu hali, kültürüyle ön planda olmaktır. Bunu ön planda tutacak estetik kaygıları yüksek sanata hassasiyet gösteren kültür gazeteciliğine malzeme üreten insanların çoğalması dileğiyle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.