Ömer AYDA
MEDYA OKURYAZARLIĞI ÇOCUKLARIMIZA ÇOK BOYUTLU BAKMAYI ÖĞRETİR Mİ?
Çocuklar bizim geleceğimizdir. Geleceğimiz, teknoloji çağından geçiyor. Tüm tedbirlere rağmen Mart 2020’den itibaren çocuklar bazen uzaktan bazen seyreltilmiş bazen de yüz yüze eğitimlerine devam ettiler. Bu şartların neticesinde okulların en uzun süre kapalı olduğu ülke konumunda ne yazık ki yerimizi aldık. Bu nedenle de okullarından uzak kalan çocuklarımızda eğitim kayıpları meydana geldi. Bu kayıpların gözlerden kaçan önemli bir konusu da medya okuryazarlığı oldu.
*
Bu dersin önemi, pandemi döneminde daha da belirginleşti. Çocuklarımız, pandemi döneminde her zamankinden daha çok medyada dolaştı. Aslında bu durum, hepimiz için geçerlidir. Ebeveynler de ek internet paketleriyle evde kaldığı süreçte dijital mekanlarda vakit geçirdiler. Dijital içerikli bir dünyada yerini alan aileler, çocuklarını “TikTok” gibi uygulamalarda sergilemekten geri kalmadılar. Bu sebeple de bilinçli medya kullanımı, tüm toplumların önem vermesi gereken bir konu oldu. Medya okuryazarlığı, özellikle çocuklara iyi öğretilmelidir. Bu noktada sorumluluk eğitimcilerindir. Peki, eğitimciler öğrencilere sahte haberleri fark ettirmeyi nasıl öğretebilir?
*
Bu soru karşısında birçok eğitimci kendini yeterli bulsa da 2007 yılından itibaren seçmeli ders olarak okutulan medya okuryazarlığı, aslında işin ehli olan iletişim mezunları tarafından verilmelidir. Çokbilmişliğin ve kibrin olduğu bir dünyada herkesin her şey hakkında söyleyecek birçok sözü var ama sosyal medyayı ancak kendini geliştiren bir iletişimci anlatabilir.
*
Medya, sahte dedikodulardan gazete manşetlerine kadar bize bir şeyler anlatıyor, dünyaya dair anlayışımızı şekillendiriyor ve hatta bizi belirli şekillerde hareket etmeye veya düşünmeye zorluyor.
*
Yazar, bir medya parçasından ne almamızı istiyor? Bu sorunun cevabını bilinçli medya kullanımıyla ancak farklı bakış açılarını tanıyarak metinlerin içindeki gizlenen mesajları fark ederek öğrenebiliriz.
Bu çağda 4 yaşındaki çocuk kameranın karşısına çıkarak bir içerik oluşturabiliyorsa eline aldığı akıllı telefonla neler yapılması ya da yapılmaması konusunda becerileri öğretmemiz gerekir.
*
Herhangi bir uygulamayı kimin yarattığını, neden yaptığını ve güvenilir olup olmadığını öğretmeliyiz. Çocuklar, eleştirel düşünmeyi öğrenerek medyada dolaşırken mesajların anlamlı olup olmadığına, belirli bilgilerin neden dahil edildiğine, neyin dahil edilmediğine ve ana fikirlerin neler olduğuna karar verme becerisine ancak iyi bir medya eğitiminden sonra kazanabilir.
Millî Eğitim Bakanlığı, Medya okuryazarlığını zorunlu ders olma konusunda daha somut adımların atsa yerinde bir karar olur. Ne de olsa çocuklar eve gidince ilk karşılaştıkları şeyler telefon ve televizyondur. Kim bilir belki ileriye dönük dijital okuryazarlık müfredatı olur. Bu ders yine işin ehli olan arkadaşlar tarafından en doğru şekilde okutulur.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.