Sevdiğin İnsanı Yıkamak

Ölüm kaçınılmaz bir son, bu son er ya da geç gelip bizi bulacaktır. Hayatın içindeki koşuşturmamız, gülmelerimiz ve endişelerimiz elbet bir gün son bulacaktır. Bu gün gelmeden önce çevremizdeki insanların sonlarına şahit oluyoruz. Ben de bu hafta sonu çok sevdiğim bacanağım Abdullah abiyi kaybettim. Onu kaybetmenin acısını kelimelere dökemiyorum. Çünkü çevremde gördüğüm nadir kıymetli insanlardan birisidir. Onu sonsuzluğa uğurlarken içimde büyük bir burukluk vardı. Çünkü hastanedeyken ziyaret etme fırsatım olmadığı için bir ömür boyu kendimi affetmeyeceğim. Hastanedeyken kızına demiş Ömer neden ziyaretime gelmedi diye. Daha önce onu ilk ziyaret eden bendim, onun yanına ilk koşan bendim. Nerden bilebilirdim ki gidemediğim gün, onun da sonunun olacağını…
*
Kendime olan kızgınlığım bir ömür boyu bitmeyecek. Abdullah abiye kendimi affettirmek için onun cenazesini ben yıkamak istedim. İlk önce dayanabilir miyim diye bir an düşündüm sonra gözyaşlarımı boğazımda düğümleyip eldiveni taktım. İlk kez bir ölü yıkadım, bu da çok sevdiğim Abdullah abi olunca bende farklı duygular uyandırdı. Nasıl yapacağımı bilmeden hoca beni yönlendiriyordu. Hoca önce kefenleri hazırladı, ben de o an kefenlenmiş Abdullah abiyi izliyordum hoca 4 kez kefenleri aç demesine rağmen ben cesaret edemedim. Sonra hocanın işi bitti o da gelip ayaklarından başlayarak kefeni açmaya başladı.
*
Ben de heyecan ve üzgün bir şekilde kafasındaki düğümleri açmaya başladım. Kefenin her katmanında içimdeki duyguların sesini hissedebiliyorum ve son katmandan sonra Abdullah abinin nur cemalini gördüm. Ellerini namaz kılar şekilde tutmuş, gözleri adeta yüzüme tebessüm eder gibi bakıyordu. O an kendime olan öfkem biraz dinmiş ve onunla konuşmak istedim sonra hoca bu deli mi oldu diye susarak konuştum.

whatsapp-image-2024-04-01-at-12-12-40.jpeg*
Abdullah abi, benim Ömer seni ihmal eden kişi beni affetmen için buradayım. Beni affeder gibi bakan Abdullah abi, hastalığı nedeniyle vücudundaki her yarayı nazikçe temizledim. Şekerin vurduğu ayak parmaklarındaki yarayı, bol suyla yıkadıktan sonra enfeksiyon kapmasın diye bağlamak istedim ama nafile, Abdullah abinin bedeni şimdilik bize emanet olsa da ruhu teslim olmuştu.
*
Çocukla çocuk, büyükle büyüktü Abdullah abi. Çevreye ışık saçan gülmesiyle herkesi güldüren içi tertemiz olan Abdullah abi, ölülerin en masum olanıydı. Her sözünden insanlık akan Abdullah abiye veda etmek için geri sayım başlamıştı. Yıkanma işinde sona geldik, yüzü son kez yeryüzüne baktıktan sonra kefenin son katmanıyla yüzünü kapattık. Teneşirin üzerine çıkıp her iki elini kaldırdıktan sonra tabuta koyduk. Sevdiğim insan o an hayatımın en ağır yükü olmuştu. Dizlerim titriyordu, bir yandan gitmesini istemiyordum bir yandan da bedenindeki yaraların kefenini kirletmesini istemiyordum. Son kez öptükten sonra tabutun kapağını kapattık.
*
Böylelikle Abdullah abi beni affetti ama ben kendimi hiçbir zaman affetmeyeceğim. Her insan hayatında bir kez de olsa bir cenaze yıkamalıdır. Bu kişi en çok sevdiği insan olunca kendi içimizdeki kirlilikleri bir kez daha görme fırsatını buluyoruz.
*
Sessiz sedasız giderken hayatın anlamını bir kez daha bana öğrettiğin için teşekkür ederim Abdullah abi. Dünyaya kocaman bir eksiklik bırakacak güzel insan, mekânın cennet olsun. Sadece ben değil çevrendeki herkes seni çok seviyordu. Nur içinde yat.

Bu yazı toplam 122 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ömer AYDA Arşivi