Yeni yıl herkes için farklı bir heyecan demektir. Herkes yeni yıla dair dilek ve temennilerde bulunurken geçmiş yıl için bir değerlendirme yapmak adettendir. Havai bir şeyler mi değerlendireyim yoksa savaşın yok ettiği küçük çocukların kanlı kefenlerini ele alıp içinizi mi karartayım bilemedim.
*
Peki ya 6 Şubat depreminde kaybettiği kızının elini bırakamayan, tarifi olmayan acının fotoğrafından mı bahsedeyim? Ya da depremde hafızalara kazınan cebinde bisküvi ile enkazda bekleyen acılı baba Şerif Ölmez’in, Cebinizde ne var? sorusuna verdiği “Bisküvi var, yiyemiyorum, dünden beri yiyemiyorum, çocuklarıma verecektim, hiç kimse çıkmadı.” yanıtını mı tazeleyeyim?
*
Demirden çalan müteahhitleri yazma fikri nasıl? Yoksa 78 kişiye mezar olan sitenin kolonlarını kesenleri yazsam yerinde olmaz mı? Çivisi çıkmış dünyada zevk-ü sefa içinde şatafatlı hayat süren Dilan Polat gibilerini mi yazayım yoksa diğer tarafta servet dağılımından nasiplenmeyen sefalet içerisinde yaşayanları mı? Neresinden tutsam elimde kalacak 2023 yılı ne yazık ki hepimizde derin acılar bıraktı. Belki de kendimle dalga geçebilme becerimi geliştirip palyaço kostümü giyerek gece büyükleri korkutup gündüz ise çocukları mı güldüreyim, bilemiyorum. Gerçekten yılın son gününü nerede nasıl, geçireceğim hakkında bir planım yok. Ağladığımızın ve gözyaşlarımızın dinmediği 2023 yılının son gününde kafe ve restoranlarda masa rezerve etmek de huyum değil. Deli gibi sarhoş olacağım ve avazımın çıktığı kadar bağıracağım ortamlar da bana hitap etmiyor.
*
Yeni yıla kızımla birlikte girmek istiyorum. Onunla belki bir çizgi film açar, kırmızı balığa eşlik ederiz. Telefonun zararlı ışığına maruz kalacak olan kızım uyusun da büyüsün. Ben ise yeni yıla eski yıllarda yaşanan acıları kaçak çay eşliğinde düşünmeyi, canlı müzik esnasında masadan masaya kız düşürmekten daha kıymetli ve doğru buluyorum.Filistin çadırına uğrayıp egosunu tatmin ettikten sonra yıl başını meyhanede geçirene de saygı duyarım.
*
Herkes bir şekilde yeni yıla girecek takvimlerin sayısal olarak değiştiği acıların ve kederin hep aynı kaldığı bir yıl için gereksiz triplere girmek anlamsızdır. Her yılın bir önceki yıldan daha kötü olduğu bu muazzam karmaşık dünyada, 2023 yılında yaşanan ve aklımdan hiç çıkmayan Filistin Sağlık Bakanlığının hastane saldırısında vefat eden masumların arasındaki basın toplantısı, 2024 yılına dair tüm umutlarımı yok etti.
*
Küresel sıkıntıların her gün daha da derinleştiği dünyada yıl içinde açlık çeken ve bazen bir ayakkabının hayalini kuran insanlar olduğu sürece neyini kutluyoruz bu yılların.
*
Bu yıl da geçen yıl gibi olacak. Ölümler, acılar, savaşlar, doğal afetler ve insani dramlar olacak. Umut dolu mesajları gölgede bırakacak daha da kötü günler yaşanacak. Bu yıl sadece size bir müjde vereyim. Bizim de olmadığımız bir yıl er ya da geç kutlanacak. Sadece baki kalan, ölüm şerbetini içmeden önce yaşadıklarımızdır. Tüm yaşananları görüp kuzu postuna bürünmeyip tuzu kuru olanlardan olmamaktır.