Abdulaziz BİLGE

Abdulaziz BİLGE

MELAYÊ CİZÎRÎ DİVANI ÜZERİNE YAPILAN BAZI ŞERHLER

Sözlükte şerh “eti kesmek; bir şeyi genişletip yaymak; sözün kapalı kısımlarını açıklayıp anlaşılır hale getirmek” demektir. Literatürde sonuncu mânadan hareketle sözlü veya yazılı olarak bir konuda yapılan açıklamalara şerh denmiş, böylece ilimler tarihinde şerh bir telif türü şeklinde ortaya çıkmıştır. Şerhler bir ilim dalında meşhur olmuş genellikle muhtasar metinler üzerine kaleme alınan, bunlardaki kapalı ifadelerin açıklandığı, eksik bırakılan hususların tamamlandığı, hatalara işaret edildiği ve örneklerin çoğaltıldığı eserlerdir. İslam ansiklopedisinde şerh maddesi bu şekilde yer almaktadır. Edebi eserler için de çoğunlukla “Metin Şerhi” ifadesi kullanılır. Şerhin sözlük anlamı, yarmak, açıklamak, izah etmek olup terim anlamı ise keşfetmek ve beyan etmek, anlaşılması güç bir metni beyân, tefsîr ve keşf etmek, bir durumu açıklığa kavuşturmak, kapalı ve gizli şeyleri ortaya çıkarmaktır. Bir edebî metnin yazıldığı dönem ile okurun içinde bulunduğu dönem arasındaki sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel farklılıklar metin şerhini gerekli kılmaktadır. Metin şerhi yapılabilmesi için birtakım usul ve kuralları bilmenin yanında edebî metinlerin tarihsel süreç içindeki bağlamının da iyi bilinmesi gereklidir. Edebî metni ortaya çıkaran bilgi birikimi de göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, metin şerhinin sanatsal zevkin okuyucuya aktarılması konusunda önemli bir rolü vardır. (Hasan Gültekin-Metin Şerhi)

Kısaca şerh ve metin şerhi hakkında izahat yaptıktan sonra Melayê Cizîrî Divan’ı üzerinde bazı şerhlerden söz edeceğiz. Melayê Cizîrî’yi daha iyi anlamak için şerhler yazılmıştır. İzahlar yapılmıştır. Edebi metinler belagat kaidelerine uygun yazıldığı için belagatin temel unsurlarından biri olan, anlatmak istediğini en kısa bir şekilde ifade ederken fakat içeriğini de eksiksiz bir şekilde doldurmuş olmak gerekir. Buna “icaz” denir. Az sözle çok şey anlatma sanatı olan şiir, bilhassa klasik şiir barındırmış olduğu manaları, söz sanatları yoluyla, sembollerle, mazmum dediğimiz kalıp ifadelerle alegorik anlatımla telmihlerle(gönderme yapma) gibi sayısız unsurlarla oluşturulur. Bunun dışında şairin temsil ettiği şiir anlayışı ve bununla birlikte ele almış olduğu girift konular, şiiri daha da kapalı bir hale dönüştürür. Şiirin kapalı olması anlamı, şiirde anlatılmak istenen şeylerin açık bir şekil söylenilmemesi veyahut anlaşılması güç olması demektir. Şiirin edebi argümanları, unsurları başlı başına açılıp izah edilmesi gerekliliğinin yanında ele almış olduğu konunun yapısı da şiir hakkında şerhinin yapılmasını elzem kılıyor. Melayê Cizîrî’nin şiirdeki anlatım anlayışı klasik Kürt Edebiyatının en zirve sesi olmakla birlikte şiirlerinde özelikle ele almış olduğu tasavvuf öğretisinin kedisinin çok girift ve spesifik olması yönüyle de önemli izahatlara ihtiyaç olduğu da aşikardır. Molla Ahmet El Cezeri’nin namı diğer Melayê Cizîrî’nin hem Kırmızı Medrese hem de bir saray müderrisi olması yönüyle şiirlerini kesbi iliminin temelinde yükseltmiştir. Şiirlerinin istinadı hiç şüphesiz ilimdir. Bu yönülyle de Cezerî’nin şiirleri ilim ekseninde izahatlara ihtiyaç oluyor. Bundan ötesi en karmaşık, en muamma olan kısımdır ki bu da Molla Cezerî’nin bizzat kendisi tarfafından söylenmiş olan;

Tu j’Melayî her bipirs esraré ‘ışqé hel dikit

Vé mu’emmayé çi zanin sed mela û muste’id

(Mela’ya sor aşkın sırlarını ki, halletsin sana

Çözemez yoksa bu muammayı yüz molla ile yüz müstaid)

Aşk iliminin sırlarının kesbi ilimlerle, zahirî ilimlerle erişilemiyeceğini ifade ederek vehbî ilimlere işaret etmektedir. Aşk makamına erişmiş olan Melayı anlamak artık daha da zorlaşmıştır. Onu bu makamda anlamak için artık medrese ilimleri de yetememektedir. Bu halin izahatları da kendisi kadar müşkül kendisi kadar muammadır. Asıl maksadın ve kastın ekseriyetle bu makamın içinde olduğu için bu tabakadan bir izah bir şerh hazineleri açan anahtar hükmündedir. Melayê Cizîrî’nin Diva’nını anlamak açısından belirtmiş olduğumuz hususları dile getirdik.

Şuna kadar Divanı anlamaya yönelik yapılan çalışmalardan söz edersek: Divanın en önemli Arapça şerhleri arasında Molla Abdusselam Naci (1878–1952) tarafından yazılan Şerhu’d-Divani’ş-Şeyh el Cezeri, Ahmed İbn Molla Muhammed ez-Zıvıngi (1893–1971)’nin el-Ikdu’l-Cevheri fi Şerhi Divani’ş-Şeyhi’l-Cezeri şerhleri ön plana çıkmıştır. Molla Abdurrahim el-Vastânî tarafından Türkçe, Arapça ve Farsça dillerinde şerh edilen divan, Abdurrahman Şerefkendî (Hejar) (1921–1991) tarafından Kürtçe dilinde şerh edilmiştir. Kürtçe şerhler arasında Celalettin Yöyler’in Şîroveya Dîwana Melayé Cızîrî ve Muhammed Emin Doski’nin Şirovekırna Divana Melay-i Ceziri adlı dört ciltlik şerhi de önemlidir. Türkçe’de Abdulmukit Septioğlu tarafından da divanın ilk 33 kasidesi şerh edilmiştir. Ancak bugüne kadar Melayê Cizîrî hakkında Türkçe dilinde yapılan en kapsamlı çalışmanın, Abdulbaki Turan’ın Melayê Cizîrî Divanı ve Şerhi adlı eser olduğunu söyleyebiliriz. (Nesim Doru- Melayê Cizîrî Divanı ve Şerhi)

Bunların dışında Cizre eski Müftüsü Molla Mahmut Bilge de Divanın üzerine bir şerh yapmıştır fakat elimize ulaşamamıştır. Bizzat talebeleri seydalarının yapmış oldu şerhleri seydanın ağzından da dinlediklerini ve seydanın yazıp üst üste yığmış olduğu kağıt yapraklarına şahit olduklarını söylerler.

Şuan elimize ulaşmamış olan bu eser bulunup gün yüzüne çıkarsa Divanı anlamaya yönelik yapılan çalışmalara büyük bir katkı sunacağı inancındayım. Öte yandan pek çok değerli akademisyen hocaların dar ama derin anlamda yapmış olduğu bazı çalışmalar da şerh kapsamına girmektedir. Dar’dan kastım Diva’nın kapsam alanını daraltıp daha da özel hale getirip fakat bir noktadan daha da derine inip anlama çalışmaları gerçekleştirmeleridir.

Divan üzerinde yapılan şerhler, anlama çalışmaları konusu uzun bir vakit alır. Sadece bir ön bilgi ve bu yola girecekler için bir ön ayak, temel oluşturacak kısa bir yazı hazırlamış olduk. Çözülmeyi bekleyen çok muamma var. Derya olan Mela’nın daha bir kaç damlasındayız.

Bu yazı toplam 526 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulaziz BİLGE Arşivi