Abdullah KALKAN

Abdullah KALKAN

SELAHADDİN EYYÜBİ’NİN GERÇEK ZAFERİ

Hakkında onlarca kitap yazılan. Tarihe mal olmuş kişiliği ve örnek yaşamı ile milyonlarca Müslim ve gayri Müslime ilham olmuş, adı ADALET, CESARET ve HOŞGÖRÜ ile birlikte anılan ünlü komutan Selahaddin Eyyübi’nin gerçek zaferi Kudüs’ü fethetmek olarak lanse edilmesine karşın naçizane kanaatime göre zaferleri sayıldığında Kudüs zaferi belki sıralama olarak üçüncü büyük zaferi olarak görülmesi gerektiğine inanmaktayım.

1137 veya 1138 yılında Tıkrit’te Kürt bir anne ve babanın çocuğu olarak dünyaya gelen Selahaddin Eyyübi babasının görevi münasebeti ile birçok âlimden dersler aldıktan sonra ilk önceleri üstün cesaretli Müslüman bir komutan daha sonra ise beklide tarihinin Beddi u Zamanı olarak konumlandırılacak üstün bir deha ile karşımıza çıkmaktadır.

Onun gençliğinde İslam birliği en karanlık dönemini yaşamaktadır. İsmail Bin Cafer isimli şahıs bin bir oyunla halife olmuş ve Fatımi devletini kurmuştur. İsmail bin Cafer hak mezheplerin dışında sapkın inanışları olan İsmaillilik mezhebini dayatmış ve bu şekilde İslam birliğinin zayıflamasına ve Yahudiler ile Hıristiyanların Müslüman topraklarına saldırmasına ve binlerce Müslüman’ın şehit edilmesine sebep olmuştur.

Tarihe BATINİLER olarak yazılmış olan İsmaililik mezhebi Şiiliğin bir alt mezhebidir.Bu mezhepte imamlar ilahlaştırılacak kadar sapkın bir inanç sistemi vardır.İslami inanışta olmayan dini ritüeller ile dinde ayrışmalara vesile olmuş Fatımilerin hakimiyetlerini korumak üzere kurulmuş olan devlet sistemleri maalesef birliğin bozulmasına ve özellikle Papanın iştahını kabartarak Orta doğuya haçlı seferleri düzenlemesine imkan sağlamıştır.Ha keza Yahudiler de bundan ilham alarak bölgede hakimiyetlerini arttırmış ve zulümler yapmaya başlamıştır.

Bu dönemde daha 32 yaşında iken Mısır seferine çıkan Selahaddin Eyyübi 1169 yılında Mısırı feth ederek İslam Birliğinin yeniden inşa edilmesini sağlayacak ilk adımı atmıştır. Bu zatın seferlerini saymak gerekirse

1169 Yılında Mısır’ın Fethi

1174 Yılında Şam’ın Fethi

1187 Yılında Hattin Muharebesi ve Kudüs’ün Fethi

1189-1191 Yılında Akka (AKRE) Zaferi

Filistin’e ve Suriye’de yaptığı savaşlar ile onlarca kalenin ve bölgenin de İslam topraklarına dahil edilmesini sağlamıştır. Buraya kadar hep askeri dehasından bahis ettik. Bu zatın askeri dehası elbette övgüye layıktır. Ama esas ele alınması gereken siyasi zaferleridir. Bu zaferler özellikle bu gün daha çok anlaşılmaktadır.

Kanaatime göre en büyük zaferi tekrar İslam birliğini sağlamasıdır.’’BİRLİK KUVVETİN KAYNAĞIDIR.BİRLİK İÇİNDE OLDUĞUMUZDA HER ZORLUĞUN ÜSTESİNDEN GELEBİLİRİZ’’ özdeyişinin de sahibi olan Selahaddin Eyyübi gerçek tehlikenin bozulan İslami birlik olduğunun farkındaydı.Çünkü onun döneminde Fatımiler ve diğerleri diye bir inanç aşılmaya çalışılmaktaydı.Bu sistem insanların İslamiyet’ten uzaklaşmasına sebep oluyordu.Selçuklular da dahil olmak üzere bir çok Müslüman devlet Fatımiler ile çatışmış ama zafer elde edememişlerdir.Selahaddin Eyyübi daha gencecik yaşta iken bu tehlikenin farkına varmış ve altı yıl süren bir çalışma sonucunda İslamiyeti böyle bir ileten kurtarmıştır.

Selahaddin Eyyübi’nin diğer meşhur bir sözü de ‘’ADALET ,ADALETLE CEZALANDIRILMALIDIR.Bu söz ve yaşam biçimi müthiş bir felsefi beyinden çıkar.Bu zat bu inançla hareketle bir çok zaferler kazanmıştır.

Diğer önemli zaferi ise Batınilerin sapkın yaşam tarzları ile bozulan İslam Birliği yüzünden Papa ve Hıristiyanlar birleşerek tekrar Orta Doğuyu ele geçirmeye çalışmışlardır.Bir çok Haçlı Seferi düzenlenmiş ve yüz binleri bulan Müslüman kılıçtan geçirilmiştir.Bu dönemin ilginç bir yönü de günümüzde olduğu gibi Hıristiyan ve Yahudi birliği gizli bir şekilde irdelenmiştir.Kudüs’ten sevk edilen birlikler İslam Birliği topraklarının kaybedilmesine vesile olmuştur.

KUDÜS YAHUDİLERİN ELİNDE KALDIKÇA GÜLMEK BANA HARAMDIR diyen bu zat elindeki birlikler ve sahip olduğu erdem ve deneyimler ile defalarca Haçlı seferlerini bozguna uğratmıştır.Yine Kudüs fethi ile de Yahudiliğin yayılmacı politikasını bitirmiştir.

Mekanı Cennet Olsun…

Bu yazı toplam 746 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdullah KALKAN Arşivi